HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Babacan Pesenkurdu

Umudunu Kaybetme…

Magazinizmir

İçinden çıkılmaz zamanlarım olmadı değil, hepsini atlatmak için yırtınmadığım anlar olmadı değil. Kimi geçti gitti, kimi yetim bir çocuğun okul çıkışında babasını beklediği gibi bekledim sızısının dinmesini.

Zaman her şeyin ilacı değil!

Gün geçtikçe, hayat dediğimiz girdap bizi içine çekti ve gün geçtikçe, o veya bu telaşlarına kapılıp gittik. Bir şeylere yetişmeye çalıştık hep, birileri ile olmaya çalıştık, kendimizi oyalayacak ne varsa onun peşinden koştuk. Bazen iyi geldi bu bize, bazen de iyi geldiğini sandık.

Kapılmamız gereken aşklara, selam vermememiz gereken insanlar dost dedik. Kendimizi kandırdık!

Aslında biz de farkındaydık içten içe, aldandığımızın.

Ama gel gör ki, içimizdeki yara o kadar derindi ki, bizi öldürmeyen şeyin güçlendirdiğine inandık.

Beynimiz bir süre idare etti bizi. Öyle varsaydı. Öyleymiş gibi davrandı. Aklımızla hareket ediyoruz derken, meğerse anılarımızdaki travmaların kuklası olduğumuzu fark edemedik bile.

O irili ufaklı yaralar, kocaman savaşlarda bile görülmeyecek felaketlere yol açıyordu, biz ise salağa yattık.

Kaygı okyanusu oldu içimiz. Biz o koca okyanusta, artık batık bir gemini güvertesinden hayatta kalmayı başarmış bir tahta parçasından başka hiçbir şey olmayan oduna sarıldık.

Ne sanmıştık ya!

Kendisine bile faydası olmayan bir tahta parçasının hayatımızı kurtaracağını mı?

Bizi, olduğumuz durumdan daha iyi bir duruma getireceğini mi?

Yanıldık. O bir tahta parçası ve biz, bir okyanusta, hiçbir geminin geçmediği bir rotada, ona bel bağladık. Kahramanımız yaptık. Çünkü sanıyorduk ki bizi kurtarabilir. Bir kahraman gibi!

Hayatımıza sonradan giren, hiçbir emek harcamadan başımıza taç gibi oturttuğumuz insanların da o tahta parçasından hiçbir farkı yok.

Bırakın bizim okyanustaki yalnızlığımızı anlamalarını, onların anlama eylemini gerçekleştirecek bir beyinleri olmadığını dahi anlayamadık.

Neden peki?

Dedim ya, umut!

Umut, yaşamın ölümden önceki son çıkışıdır.

Ve hep bir umudun var olmasın sebebi de budur.

Hayat ve ölüm değil konu. Konu, içimizde herhangi bir isteğe, herhangi bir duyguya, hayatımızda olmasını istediğimiz herhangi bir şeye ulaşamadığımızda, onu elde etmek için çaba gösterme isteğini bizde oluşturan duygu durum düşüncesinin adıdır umut.

Ve bir insanının, bir şeyden umudunu kesmesi de o şeyin artık olmayacağına, yok olduğunu anladığı zaman verdiği karardır.

Bu üzücü olduğu kadar, iyi de bir durum olabilir zaman içinde. Çünkü artık sadece sizin ve sizin yapabildikleriniz ile sınırlı olan bir durumdan kurtulmuş olursunuz. Bu bazen yara olur, bazen bir boş vermişliğe dönüşür.

İşte o vakit yapmamanız gereken tek şey de sizi hak etmeyen tahtalara, bel bağlamanızdır. Bu hayatınızı kurtarmaz ama yeni umutsuzluklara sürüklenmenizi engeller.

Kim bilir, belki sadece kendinize güvenip kulaç atmaya başlarsanız, ileride bir adaya rastlayabilirsiniz.

Ve inanın rastlamasanız bile, kendinize ait olan bu hayatı, hiçbir değeri olmayan tahtalara harcadığınız zaman ve emek olmadığı için, daha çok kendinizi yaşayarak bu dünyadan mutlu bir şekilde çekip gidersiniz.

 

Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN