HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Süleyman Altunbaş

AH YALNIZLIK AH!...

Magazinizmir

Bu sabah

Berrak, metal, masmavi bir gökyüzü gelip

Tıklattı penceremi

Kirpik diplerimden doğdu yeni şafak

İçimin ve evimin sürgülü kapıları açıldı ardına dek

Evde biriktirilmiş bütün antidepresanlar çöpe atıldı

Suskun kırgınlıklarım tebessümlerime hapsedildi

 

Sonra,

Sonra ince çerçeveli gözlüğümü yerleştirip gözlerime,

Aynada, yaşlanmış gezegenimi seyrettim bir müddet

Yüzümün coğrafyasındaki ovaları, girinti çıkıntıları yokladım

Parmak uçlarımla

Sonra çektim yüzüme gül tebessümümü

Islığımda Rodrigo’dan mini Gitar Konçertosu…

Ayaklandı ardından ayaklarım

Soğuk havaya rağmen,

Toplayıp içimin bütün mavilerini attım kendimi ıssız sokaklara

 

Yolda,

Saati başkasına sorup sırıtanlar,

Üfürükçüler, varoşçular,

Aylaklar, nemelâzımcılar, taşralılar, öğrenciler

Kol geziyor âdeta

Şaştım kaldım doğrusu bunca kalabalığa

Ve dikdörtgen dudaklarından bunca anlamsız

Sözlerin sokağa sarkmasına…

 

Hürriyet sebil buralarda

 

Üzüldüm

Kopup kayboldu bende saatler gene

Gene bülbülü ağlattım içimde

Gene soldurdum içimin yeni açan lâlesini

 

Harfsiz, imlâsız bir mektubun hitamı gibiyim şu an

Yok yok!

Daha çok kırık ünlem gibiyim köreltilmiş gözlerimde

Kırık ünlem gibi

Gene bu günün yalnızlarından olacağım galiba

 

Başım düştü önüme

Alev tükürüyorum

Sözlerimin tadı yok

Afacan cinler çarpıyor şu an cümlelerimi

Cümlelerim çokça travma

 

Gün dönüyor yüzünü

Darmadağın olmuş soluğuma değiyor akşamın alacası

Sahi! Kim saklandı özlemimin ardına?

Kimin avuçlarında hapis hasretimin sancısı

Kimin avuçlarında???

 

Offfff!

Yorgunluğumun başı çarpıyor bulutlara

Başım duman duman lâcivert

Ve bir oratoryo curcunası

 

Şimdi açım:

Sarılmaya,hıçkırıklar içinde boğulmaya,

Bütün tenimle ve ruhumla sevilmeye,

Dövüşmeye,sevişmeye…

Açım,aç…

 

Ah sevgili ah!

Yine yasak harflerle yazıyorum şiirimi

Mimiklerime gizleyerek özel kelimelerimi iliştiriyorum

Hep yazıyorum

 

Ama doluyum şu an

Çok dolu

Ve ağlamak istiyorum

Gizlenip bir köşede,içime ağlamak istiyorum

Beklentilerime, beklemelerime, ağaç olmalarıma

Ağlamak istiyorum

Ama gözlerim

Gözlerim hiç kutlanmamış nevruz

Oysa ben, nevruzları sevdim

Hep sevdim

Tıpkı mavileri sevdiğim gibi

Ve gönlümün en ücrâ köşelerinde hep biriktirdim

En azgın yaralarımın depreştiği,

En gri gecelerimde,

En mor gündüzlerimde bile hep nevruzları biriktirdim

Mavi biriktirdiğim gibi yüreğimde

 

Sen…

Ama sen koyup gittin

Artık Halikarnas Balıkçısı’da yok,

O da öldü

Süleyman’da küstü hayata

Peki,

Peki kim sahiplenecek şimdi geride kalan mavileri?

Turgut Uyar yetişemez ki her yere!

Kim sahiplenecek mavileri

Kim???

Ve rüzgâr geldi

Bana hayattan kesitler sunan vakitli vakitsiz rüzgâr…

Rüzgâr, bazı akşamüstlerinde jilet gibi cümlelerimi keser

O esnalarda susarım

Penceremde batamaz güneş suskunluğumdan utanarak

Mavilerim yırtılır boylu boyunca esişinde

 

Şimdi gene yalnızım

Yalnız…

 

Ah yalnızlık ah!

Yalnızlık sessizliğin içinde esir sestir

Sessizliğe dokunabilen yalnızca yalnızlıktır

Şimdi bütün yalnızlıklarımda zaman

Dikenli tellerle çevrili mavi bir ütopyadır

 

Peki,

Peki kim sahiplenecek şimdi geride kalan mavileri?

Turgut Uyar yetişemez ki her yere!

Kim sahiplenecek mavileri

Ben yalnızlığımda kaybolurken,

Kim???

 

02:57​…24 mart 2020 gece yalnızlıklarım

 


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN