HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Selçuk Ceylan

48 Saatte Renklerin ve Kokuların Başkenti

Magazinizmir

Özellikle on iki buçuk saat sürecek bir uçuş sonunda varacağınız ve Thai dilinde ‘’Melekler Şehri’’ olarak anılan Bangkok’ta her günün sabahı da, öğleni de, akşamı da; ne yemeli, nerede konaklamalı, nereleri görmeli şeklinde programlamak gerekir.

Bazı dönemlerde hava yolu firmaları yarı yarıya gibi çok ciddi bir indirime gider. Emirates ve Qatar Airways’i takip ederek bu dönemlerde ortalama 2200 TL gibi bir ücrete biletinizi alabilirsiniz. Tabii bunlar Dubai ve Doha aktarmalı olacaktır. Direkt uçmak için Türk Hava Yolları da diğer ve bir tık daha pahalı bir alternatif.

Çok uzun ve yorucu bir uçuş sonrası muhtemelen öğleden sonra vardığınızda yapılacak ilk ve mantıklı iş otelinize yerleşmek olacaktır. Aşırı sıcak ve nemli havasını havalimanından çıkar çıkmaz rahatsız etmeyen ama var olduğunu hissettiren o kokusuyla bir süre yaşamaya hazırlık olun. Endişelenmeyin, koku duyusu çabuk yorulur ve bir süre sonra almazsınız. Bir süre dinlendikten sonra Khao San Road’a gidin. Burası gezginler ve sırt çantalıların yoğunlukta olduğu bölgedir. Hem güzel Thai yemeklerine ilk başlangıcı yapmış olur, hem de ‘hormon’ buraya uğramadığı için harika tropikal meyva ve meyve sularını denemiş olursunuz. Etrafınızda göreceğiniz bir sürü tur firmasından birine girip, yarına değil, sonraki güne ‘’Floating Market’’ turu satın alın. Pazarlık şart. Yapmak zorundasınız. Size verilen fiyatın 1/3’i gerçek fiyatıdır, unutmayın. Bize 80 TL demiş, 15 TL’ye almıştık. Ama 7 kişiydik. Daha sonra geceye Khao San Road’da  devam edebilirsiniz.

Sabah uyandınız, oteliniz mutlaka ama mutlaka ‘’taksimetre açmayı kabul edecek bir taksi istiyorum’’ deyin. Bulamazlarsa sokağa çıkın, mutlaka birisi açmayı kabul edecektir. Açmayanlar ne mi yapıyor? Pazarlık ile kazıklamak…  Bangkok’u ikiye ayıran ve size en yakın olan nehrin iskelesine gidin. İskeleden elinize haritayı alın, 1 numaradan başlayıp 9 numaraya kadar ilerleyerek bütün tapınakları gezmiş olursunuz. Tüm tapınaklar iskeleye çok yakın ve broşürlerde numaralar ile belirtilmiş tapınaklara düz bir hat üzerinde in-bin yaparak tek biletle gezebiliyorsunuz. Bunun için ‘’Tapınaklar’’ turu alıp kazıklanmaya gerek yok. 
Peki, bu tapınakların en görkemlileri hangileri?
Wat Pho, içerisinde 46 metre uzunluğunda altından yatan Budha heykeli ve masaj okulu mevcut. Ayrıca etrafında görülecek birçok noktası mevcut. 
Grand Palace
Wat Arun, Bangkok’un diğer ünlü tapınağı. Wat Pho’yu gezdikten sonra nehrin karşısına geçen botla ulaşabilirsiniz. Bu yapı Kamboçya’dan getirilmiş. Maalesef biz tadilat dönemine denk geldiğimiz için nehirden geçerken izledik. Siz siz olun, mutlaka tepesine tırmanın.
Wat Traimit içerisinde 5.5 ton ağırlığında altından oturan Budha heykelini görebilirsiniz.
Muhtemelen ilk gününüz tapınaklar, nehirdeki kanallar gezisi, yemek molası derken bitecek ve akşamı bulacaksınız. Otelinizde dinlendikten sonra ‘’İzmir Forum’’a çok benzer olan Asiatique Market’e gidin. Diğer pazarlar gibi hava karardığında hareketlenen Asiatique, diğer gece pazarlarına göre çok daha kaliteli, ve fiyatları da bir tık daha üzerinde. Biz, nehir kenarının tam zıttı olan diğer ucundaki bir Japon restoranına gittik. Mutlaka gidin. Ayrıca kapalı dönme dolabı var, biz manzaradan etkilenmiştik. Biraz pahalı ama Bangkok’a gelmiş denemeye, görmeye değer.  Bir diğer gece pazarı da, buraya yakın sayılacak bir mesafede olan PatPong Night Market. Çok basit, ürün kalitesi düşük,  çok çeşitli bir yer.  Asiatiqe Market’ten sonra belki iki saatinizi ayırabileceğiniz bir yer. En azından meyva salatalarını yiyebilir, taze sıkılmış tropkal meyva sularını içebilirsiniz. Ah o Passion Fruit suları…

DAMNOEN SADUAK FLOATİNG MARKET

Bence kendinizi daha fazla yormadan otelinize gidin. Çünkü sabah erken bir saatte sizi, şehir merkezinden Bir – Bir Buçuk saat uzaklıktaki muhteşem bir yere götürecek aracınız otele gelecek. Şehir merkezinden çıkıp, yeşilliğin içirişinde ilerlemeye başladığınızda bir bakmışsınız ‘’Floating Market’’e gelmişsiniz. Aman dikkat, bir sürü ‘floating market’ var. Gitmeniz gereken ‘’Damnoen Saduak’’ bölgesindeki ‘’Floating Market’’. Tur satın alırken bu isimle anılıyor, siz gene de dikkat edin. 

Sizi bir kanoya bindiriyorlar ve nehir – dere gibi bir yerde ilerleyerek alışveriş yapabilirsiniz. Pazarlık şart. 80TL dediği ürünü 20 TL’ye aldım, siz düşünün.  Burada şuna dikkat edin, sizin vereceğiniz teklifi kabul etmemekte direnecek. Arkanızı dönüp kano ile ilerlemeye başlayınca sizi sopasıyla kanodan çekip teklifinizi kabul edecek. Yılmak yok. Bir çingene olduğumu Bangkok’ta keşfettim ve tüm arkadaşlarımın pazarlığı ben yaptım.  Diğer kanolarda bira, yemek, meyva gibi ürünler satanları da göreceksiniz. Kırmızı muzu deneyin.

30 dakika sürecek bu alışveriş bitecek ve sizi başlangıç noktasında bir süre serbest bırakacaklar. O bölgede alışverişe devam edeceksiniz.

Daha sonra sizi bir motorlu olan uzun kuyruklu bir bota alacaklar. Pazar kısmından uzaklaşıp nehir etrafına yerleşmiş yerlilerin evlerinin bulunduğu bölgeleri gezecek, yeri gelecek hız yapacak,  en güzel kısmı burası bence. Harika fotoğraf kareleri sizi bekliyor olacak, aman makinayı unutmayın! Bunun sonunda sizi Khao San Road’a bırakacak aracınıza bineceksiniz. Öğlen saatlerinde döneceğiniz için yemeği oralarda yiyebilirsiniz. Daha sonra bir taksi ile anlaşıp ‘’China Town’’a gidin. Günü orada tamamlayın. 

Bangkok’ta son gece, ertesi gün Phuket’e yolculuk. E tabii, bu kadar yeterli Bangkok. Pattaya’da da bir şey yok. Krabi olabilir. Ya da başka yer. Ama Bangkok’a veda etmeden önce sakin ve harika bir manzaraya karşı içki içmek isterseniz Sky Bar Bangkok’ta ünlü Rooftop’a hazırlamak için otelinize geçebilirsiniz. Banyan Tree Otel’in en üst katındaki Moon Bar harika bir Rooftop Bar manzarası sunuyor. Fiyatlar elbette normalin iki katı.

NE YEMELİ?

Öncelikle sağdan soldan duyduklarınızla geliştirdiğiniz önyargınızı bırakın. Evet, cezbetmeyen yemekler de olacaktır ama damak tadımıza gayet de uygun birçok yemekleri var. Dünyanın her yerinde de böyle değil mi zaten! 

Bangkok’un en meşhur iki yemeğinden biri olan ‘’Tom Yum’’ dedikleri acılı karides ya da tavuklu yemeklerinden yiyebilirsiniz. İkincisi de Phad Thai. Karides ya da tavukla yapılan, çırpılmış yumurtalı bir noodle.

Bunlara ek olarak da Green Curry, Red Curry, Yellow Curry, Sweet-Sour Chicken gibi yemeklerini de denemenizi tavsiye ederim. Türkiye’de yapılmaya başlanan ama bencevasat olan ve çıkış yeri Tayland olan ‘’Tava Rulo Dondurma’’yı mutlaka deneyin.

‘’Phanga –Krabi – Phuhet’’ ve ‘’Khao Phad Rod Duan’’ yemeklerini mutlaka Phuket’te yer alan Patong Merlin Otel’de yiyebilirsiniz.
 


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN