HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Gevreğe Gevrek Denir SİMİT, YÜZME BİLMEYENLER İÇİNDİR!

Magazinizmir

Evet. İkisi de yuvarlak, ikisi de susamlı ve ikisi de tat olarak birbirine benzeyen yiyecekler… Peki ya bu denli dillere dolanan, İzmirliler’in ısrarla iki hamur arasında dağlar kadar fark olduğunu haykırmasının sebebi ne?

Şimdi biraz anlatalım size bu karmaşanın başlangıcını.
450 yıl önce Kırım Değirmen Dağı mevkiinden gelen Tatar Türkleri’nin, İzmir’e yerleşmesiyle başladı gevreğin hikâyesi…

Tatar kadınlarının hazırladığı hamurdan küçük parçalar koparılıp halka haline getiriliyor, tepsinin içinde susama iyice bulandıktan sonra harlı ateşteki kazanda fokur fokur kaynayan pekmeze atılıyordu. Daha sonrasında da kızgın fırınlarda pişirilerek çıtır bir hale getiriliyordu.
Simitin de ilk üretildiği yer İzmit, yani eski adıyla Simiti olarak biliniyor. İstanbul'a gelen ya da İstanbul'dan doğuya giden kervanların konaklama alanı olarak bilinen İzmit'te yolculara pratik bir yiyecek olarak hazırlanıyordu simit… Kervanlarda yolculuk yapanların atıştırmalık olarak yanlarına aldıkları ve yol boyunca karşılaştıkları kişilere "Simiti'den" aldıklarını söyledikleri için bu halka şeklindeki yiyeceğin adı ‘simit’ olarak kaldı. Bükülerek hazırlanan susamlandıktan sonra üzerine soğuk pekmez sürülüp fırınlarda pişirilen simit, aslında gevrekten bir hayli farklıydı.

Sonuç olarak yıllardır süregelen bu tartışmada İzmirliler yüzde 100 haklı çıkıyor. Çünkü, bu iki hamurun şeklinde, tadında ve yapılışında birçok değişiklik olduğu apaçık ortada.

Kısacası, 
İzmirlilerin de dediği gibi; İzmir’de “Gevreğe gevrek denir, simit yüzme bilmeyenler içindir”.
 


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN