HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

A. Filiz Gökdemir Özarslan

KARLAR DÜŞER

Magazinizmir

Merhabalar güzel insanlar. Bir yazımla daha sizlerle olmak çok güzel. Her birinizi ayrı ayrı sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Kış geldi ve çattı iyice. Beklenen ilk karlar da yağdı güzel ülkemin bazı şehirlerine. Ne mutlu eder bizi o tertemiz bembeyaz saflıkta yağan kar taneleri. Benim yaşadığım şehirde kar yağma ihtimali çok düşüktür. Hep hasretiz biz Adana’da çünkü karlara. Fakat yine de çok şanslıyız, görmek istediğimizde Toros Dağları’nın eteğine çıkıyoruz özlem gidermeye.

                  Hani eskiden bir kar yağsa da okullar tatil olsa derdi küçük çocuklar.  Sanki o dilekleri tuttu güzel yavrularımızın. Okullar yağan karlardan dolayı bazı illerde tatil edildi. Tadını çıkartıyorlar ne güzel kuzucuklar. Zaten yarı yıl tatili de girdi şimdi hemen ardından.  En azından bir nebze mutlu etti çocukları ve büyükleri karlar. Elbette ani kar yağışı birçok yolların da kapanmasına neden oldu. Çok vatandaşımız yollarda mahsur kaldılar. Karın yağması çocukları ve büyükleri sevindirse de günlük yaşantımızı çoğu sektörde olumsuz etkiledi. Birçok köy de elektrik direkleri ve telleri devrildi. Hastalar zor ulaştırıldı köylerden. Araçlar zincirleme kazalara neden oldu. Afet durumuna gelince bu doğa olayları çok zor oluyor hepimiz adına.  

                  Yağan kar beyaz manto gibi ne güzel örter doğayı. O saf temizlik huzur verir baktıkça. Hele dağ evinde, köyde iseniz değmeyin keyfinize. Ben çok severim köyde lapa lapa kar yağarken ve odun sobası da gürül gürül yanarken camdan izlemeyi. Kim sevmez ki öyle değil mi?

                  Şöyle arkanıza yaslanıp bir düşünün şehrin gürültüsünden uzakta bir köy evindesiniz. Biraz sıkıntılarınızdan uzaklaştırmak istiyorum sizi. Hayali bile güzel bence. Gerçekleştirebilirsek daha da güzel. Yine günlerden bir gün okul tatilinde ailecek köydeyiz.  Kayınvalidemlerin köy evine kışın gittiğimizde hep kar yağsa da görsek diye beklerdim. Toros Dağları’nın eteğinde yeşillikler içinde muhteşem bir köy. Sadece kuş seslerini duyarsınız. Sessiz sakin ve çok huzurlu bir köydür. Tabi ki sabah öten horozun sesi ile uyanmakta çok başka. Tavukları etrafına alıp köyü tavafa çıkar bizim horoz sanki…Sabah gözleri boncuk gibi bakan tekir kediler tahta kapıyı açar açmaz karşınızda…Kimisi mutfakta yanan ocaklık önünde post üzerinde uyumuş kalmış, kimi ise dışarıda ayazda donmuş kalmış zavallıcık. Koyunlar, keçiler, inekler evin altında ahırda… Sabah sobanın üzerinde pişen demini almış güzel bir çay. Akşamdan kayınvalidemin mayaladığı hamurlar ile yaptığımız saçta börekler. Kuzine sobanın içinde pişen çörekler mis gibi kokar, sıcak sıcak üzerine evde yapılmış köy tereyağını da sürdünüz mü daha ne istenir ki. Benim tercihim onun da üzerine doğal petekli bal oh mis mis…Köy yumurtaları da haşlanmış, isteyene de tereyağında tavada kırılmış…Bir de pilli radyoyu açınca “Kar yağar kar üstüne” türküsü çıkmaz mı? Keyfin karesi…

                  Dışarıda lapa lapa kar yağıyor onu izlerken de radyo da bu türkünün çıkması çok muhteşem. Çok sevdiğim türküdür. Yine birlikte mırıldanalım mı? Buyurunuz:

                  Kar yağar kar üstüne

                  Derdim var dert üstüne

                  Cellat boynumu vursa

                  Yar sevmem yar üstüne

                 

                  Amman ey amman ey

                  Halım yaman ey

                  Seni gelin getirem

                  Arpa buğday zaman ey

 

                  Kar yağar ayazlanır

                  Gün doğar beyazlanır

                  Ben yârimi görmezsem

                  Şu gönlüm marazlanır

 

                  Amman ey amman ey

                  Halım yaman ey

                  Seni gelin getirem

                  Arpa buğday zaman ey

 

                  Sizlerle söylemek çok güzeldi. Üstüne közde kahve içilmez mi hiç. Bir yanda oda da kuzineli soba yanıyor üzerinde ibrikte sular ısınıyor. Mutfakta da ocaklık yani onun modern adı şehir evlerindeki şömine içinde kor ateş kızıl kızıl göz kırpıyor adeta. Kürekle şöyle közden çekersiniz biraz kenara bakır cezveyi de üstüne koyup kahveyi yavaş yavaş köpürtürsünüz. Kokusu geldi bile öyle değil mi?

                  Biz büyükler kahvemizi içerken çocukları içeride tutmak ne mümkün. Evin önünde harman denilen düzlük bembeyaz kar içinde. Köknar ağaçlarının üzeri kardan ağırlaşmış dallarını eğmiş adeta…

                  Beresini, eldivenini giyen çocuklar koşarak, harmana atıyorlar kendilerini, sevinç naraları atıp yuvarlanıyorlar. Kar topu atıyorlar birbirlerine. Hele benim çocuklarım şehirden böylesine güzel cennet köye gelmiş hem de sıcak Çukurova’dan. Bize seslenirler hemen harmandan; anne! Baba! Hadi siz de gelin! Gelirken havuç, kömür bir de bere ile atkı da getirin diye… Kar görünce hepimiz çocuklar gibiyiz ailecek…Karlar yuvarlanır top şeklinde büyütülür ve kardan adamlar yapılırdı. Ne güzel günlerdi o günler…Şimdi tekrar çocuklarımın o küçüklük hallerine dönmek çok isterdim. “Karlar düşer” ve siz o muhteşem karlar düşer şarkısını söyleyerek kardan adam yaparsınız.

                  Köyde ailemle karlı geçen o eski günlerimizi anlatmaya çalıştım bugün sizlere. İnanıyorum hepinizin gözünün önünde canlandı tek tek her şey film şeridi gibi…Hepimizin özlem duyduğu şeyler çünkü…Her güzelliğin bir sonu vardır elbette dönüş vakti gelince o güzel beyaz karları bırakmak çok zor gelirdi. Fakat okul tatili bitmişti artık. Hayat bir şekilde devam etmek zorundaydı. Biz yollara düşerdik yine sıcak Adana’mıza…Yolda giderken ben hep Nilüfer’in kasetini dinlerdim. O yıllarda kaset ve cd dinleniyordu araba teyplerinde…Flaş bellekli teyplerde yetişti ardından…Nilüfer olunca da o güzel meşhur şarkıları dinlenmez mi? Birlikte söyleye söyleye yola devam ederdik. “Her yerde kar var” ve “kar taneleri” şarkılarını başa alıp alıp dinlerdik. Şimdi de sizlerle söyleyelim mi? Buyurunuz:

 

                  Her yerde kar var, kalbim senin bu gece

                  Her yerde kar var kalbim senin bu gece

                  Belki gelirsin sen bakarken pencereden

                  Gözler yalnız özler, karda senden izler

 

                  Yürümek karda zordur

                  Gelirsen bak aşk budur

                  Dönsen köşeden şöyle

                  Şarkı söylerim böyle

                  Lay-la-lay-lay, la-lay-lay, la-lay-lay

 

                  Diğer şarkı da şöyle yine birlikte mırıldanalım mı?

 

                  Alıcı kuşlar gibi

                  Başımın üstünde dönüp durmayın

                  Alıcı kuşlar gibi

                  Başımın üstünde dönüp durmayın

 

                  Kol kola girip yalnızlığımı

                  Vurmayın yüzüme kar taneleri

                  Kol kola girip yalnızlığımı

                  Vurmayın yüzüme kar taneleri

 

                  Özledim hem de çok özledim

                  Ezberledim beklemeyi

                  Özledim hem de çok özledim

                  Ezberledim beklemeyi

 

                  Yollar benim umudumdur

                  Yolları kapatmayın

                  Yağmayın yollarıma

                  Durun kar taneleri

 

                  Bugün de yine bir yazımın daha sonlarına geldim hiç istemeden. Biraz eski günlere gittik sizlerle. Karlar düşer diyerek güzel günleri yad ettik. Köyde kar yağmasını izlemenin güzelliklerine değindik. Şarkılar söyledik birlikte. Bugünlerde sıkıntılı virüs günlerinde yağan karlar bir nebze mutlu etti bizleri. Eski günleri hatırlattı.  Dilerim karın o güzel beyaz rengi gibi tertemiz olur dünyamız. Korona virüsünden bir an önce kurtuluruz inşallah. Kar ile ilgili anılar bitmez elbette başka bir yazımda Muğla’da kar serüvenlerimi paylaşırım sizlerle daha sonra inşallah. Tekrar görüşmek üzere hoş kalın hoşça kalın güzel insanlar. Selam, sevgi ve sayılarımla.

 

AYŞE FİLİZ GÖKDEMİR ÖZARSLAN

ADANA

 

 

 

                 

 

 

                                   

 


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN