HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Ahmet Gürel

ATATÜRK’ÜN İSTANBUL’A VEDASI VE ANKARA’NIN KALBİNE GÖMÜLMESİ

Magazinizmir

Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı saat 9'u 5 geçe, İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda vefat etmiştir. Atatürk’ün ölümünün ardından Dolmabahçe Sarayının çatısında bulunan Cumhurbaşkanlığı sancağı yarıya indirildi. İçişleri Bakanlığı, hükümetin resmi vefat duyurusunu ve doktorların raporunu yayınlamayı beklemeden bayrakların yarıya indirilmesi için genelge yayınladı. Milli Savunma Bakanlığı da askeri birliklere aynı içerikte bir genelge yayınladı. Ardından saat 11.25’ten itibaren bütün bayraklar milli matem sembolü olarak yarıya indirildi. Bayrakların yarıya indirildiğini fark edenler Atatürk’ün öldüğünü anladılar. 

 

Ankara Radyosu öğle yayınında ölüm haberini, tüm Türkiye’ye ağlayan bir spikerin sesinden duyurdu. Ayrıca radyo ölüm haberini, Almanca, Arapça, Bulgarca, Farsça, Fransızca, Hırvatça, İngilizce, İtalyanca, Macarca, Rusça, Sırpça ve Yunanca olmak üzere 11 ayrı dilde dünyaya duyurdu. Akşam gazetesinin aktardığına göre, Atatürk’ün ölümünün ardından İstanbul’daki tüm sinemalar, tiyatrolar yetkililere müracaat ederek, kapılarına kapalı olduklarını belirten ilanlar astılar. 

13 Kasım 1938 günü öğleden sonra Bakanlar Kurulu Cumhurbaşkanı İnönü’nün evinde bir kez daha toplandı. Bakanlar kurulu toplantısında, “Atatürk’ün cenazesinin kendisine layık bir Anıtkabir yapılıncaya kadar Etnografya Müzesinde kalması” kararlaştırıldı. Böylelikle Bakanlar Kurulu, Atatürk için bir Anıtkabir yapılmasına karar verdi. Etnografya Müzesi, “muvakkat kabir” tabiri kullanılarak geçici kabir yeri olarak belirlendi. 

 

10 Kasım 1938’de Türkiye’de bulunan Profesör Wolfram Eberhard günlüğüne o acıyı şu şekilde yazmıştır; “Dün öğleden sonra on iki buçuğa doğru Atatürk’ün öldüğünü bildiren haber her yerde işitiliyordu. Muazzam bir şok yaratılmıştı. Ve sessizlik her tarafı kaplamıştı. Çocukların yanı sıra, yetişkin erkekler ve kadınlar ağlıyordu. Keder çok yaygındı ve böyle bir şey başka hiçbir ülkede görülmemişti.” 

 Lord Kinross ise, o gün İstanbul’un acı bir sessizliğe gömüldüğünü belirterek tabloyu şöyle betimlemektedir: “Çocuklar başlarındaki fiyonkları, kurdeleleri çıkardılar. Sokaklarda kadınlar ağlaşıyor, Ata’nın siyah tüllere bürünmüş resimleri önünde dua ediyorlardı.” Bu derin, çarpıcı ve samimi üzüntü tüm cenaze töreni boyunca gözlenmektedir.

 

Katafalk

Cenazesi erteleneceği için cenazesi, Ankara'daki Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nden (GATA) bu amaçla gelen patolog Prof. Lütfi Aksu tarafından mumyalandı. Daha sonra, kız kardeşi Makbule Atadan, yüksek rütbeli hükûmet yetkilileri ve memurları ve diğer nüfuzlu kişiler saygılarını sunmak için belirli zamanlarda gelirken vücudu dinlenmeye alındı.

Atatürk'ün naaşı, ceviz ağacından çinko kaplı maun bir tabutun içine konmuştur. Bayraklı tabut 16 Kasım’da sarayın kabul salonuna bir katafalk üzerine yerleştirildi. Bruno Taut tarafından tasarlanan katafalkın her iki yanında, Kemalist ideolojinin altı sütununu simgeleyen üç yüksek meşale ile çevriliydi. Atatürk'ün naaşı, 19 Kasım’a kadar, Dolmabahçe Sarayı Merasim Salonunda Atatürk’ün katafalkının belirlenen protokol sıralamasına göre üç gün boyunca ziyarete açık tutulmuştur. 

 

19 Kasım günü Dolmabahçe Sarayından başlayarak 21 Kasım günü Ankara’da yapılacak törene dair ayrıntılar aktarılıyordu. Cenazede tabutu, top arabasına bindirip, indirecek 12 generalin ismi bile belirlenmişti. Genelgede ayrıca Cenaze alayına Birinci Ordu Müfettişi Fahrettin Altay’ın komuta edeceği duyuruluyordu. 

 

Cenaze töreni

19 Kasım sabahı yerel saatle 08.10’da İslam Tetkikleri Enstitüsü Müdürü Ord. Prof. Mehmed Şerafeddin Yaltkaya tarafından Türkçe olarak cenaze namazı kılındı. Dini tören sırasında fotoğraflara izin verilmedi. Cenaze namazına kendisine yakın kişiler, bazı generaller, din görevlileri, saray görevlileri ve on beş yıl Atatürk'ün yanında görev yapan Hafız Binbaşı Yaşar Okur katıldı.

 

Başkente götürülmesi

19 Kasım 1938 günü sabah saat 08.30’da Cenazenin Dolmabahçe Sarayından alınmasını, cenaze kortejini, güzergâhı, Yavuz Zırhlısına bindirilişini, İzmit’e varmıştır. 20 Kasım 1938 günü, Ankara’da başta Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, Başbakan Celal Bayar, hükûmet bakanları olmak üzere devlet erkânı tarafından karşılanan cenaze TBMM önünde hazırlanan katafalka konuldu. 

 

Ankara Etnografya Müzesi’nde

21 Kasım 1938 günü yabancı devletlerden gelenlerin de katıldığı bir cenaze töreni ile Ankara Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine (katafalka) konuldu ve orada 4 ay katafalkta kaldı. Aynı günün akşamı Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Atatürk üzerine bir radyo konuşması yaptı. 

İçişleri Bakanlığı gönderdiği genelgede “tedfin” (gömme) töreninin 21 Kasım 1938 günü Ankara’da yapılacağını, tören ile ilgili ayrıntıların daha sonra iletileceğini, vilayetlerin yapacağı hazırlıkları bildirdi.

Bakanlık, her vilayetten, belediyeden, partiden ve halktan belirlenecek birer kişiden oluşacak üç kişilik bir heyeti 21 Kasım’da düzenlenecek törene göndermelerini, heyetin frak ya da takım elbise giymesini istiyordu. Ayrıca 21 Kasım’ı 22 Kasım’a bağlayan gece Atatürk büstü ve heykeli olan kasaba ve şehirlerde büstün veya heykelin çevresinde altı oku temsilen altı meşale yakılmasını, 21 Kasım günü saat 16.00’da tüm şehirlerde tören yapılması için hazırlık yapılması isteniyordu. 21 Kasım 1938 günü, Atatürk’ün naaşı Etnografya Müzesi’nde 4 ay katafalkta kaldıktan sonra, 31 Mart 1939 günü, Ankara Etnografya Müzesi’ndeki geçici mezarına defnedildi. 

Atatürk’ün naaşı, tam 15 yıl Etnoğrafya Müzesinde kaldıktan sonra, 10 Kasım 1953 günü kalıcı güzergahına nakledilmiştir. Bu tören de gelecek 10 Kasım’da anlatalım.

DERLEYEN

Ahmet Gürel


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN