Uykuya dalmakta veya gece uykusunu bölünmeden sürdürmekte sorun yaşama durumuna "insomnia" denildiğini hatırlatan Psikiyatri Uzmanı Fikret Hacıosman, uyku bozukluklarının bir alt türü olan insomnianın, dünya nüfusunun üçte birinde görülen ve fazlasıyla yaygın bir bozukluk olduğunu söyledi.
"Uyku düzeni stres, sevilen bir insanın ölümü, fiziksel hastalıklar, özel hayatta yaşanan sorunlar, yaşanan travmalar, maddi veya manevi kayıplar sebebiyle bozulabilse de olağandan uzun süren uyku düzensizliğinin sebebinin uyku bozukluğu olabileceği akılda tutulmalıdır. Eğer insanlar en az 3 ay boyunca haftada en az 3 kez uykuya dalmakta zorlanıyor, uzun süre uyanık kalıyor ya da çok erken saatlerde uyanıyorsa, söz konusu düzensiz uyku insanların gün içinde yorgun, halsiz, sinirli, gergin olmasına sebep oluyor ve dikkat, odaklanma, hafıza gibi işlevlerde zayıflama görülmeye başlandıysa bir psikiyatri hekimine tedavi için başvurulması gerekir."
"Yeme-İçme Alışkanlıkları Uyku Düzenini Etkiliyor"
Kişisel ve çevresel etkenlerin yanı sıra fiziki şartlar ve yeme-içme alışkanlıklarının da uyku düzeninde bozulmalara sebep olabileceğini vurgulayan Hacıosman, "Yan etkisi uyku kaçırmak olan bazı ilaçların kullanımı, yatak odasının sesli, yapay ışıkların yer aldığı bir oda olması, uyarıcı bileşenler içeren kahve, kola gibi yiyecek ve içeceklerin gün içinde sıklıkla tüketilmesi, uyumadan önce beyni yapay bir biçimde uyaran bilgisayar ile uğraşmak, televizyon izlemek gibi faaliyetler, akşam saatlerinde yenilen yağlı veya sindirimi zor yemekler yemek, uyku saatinden 5 saat önce alkol tüketmek, radyasyon yayan televizyon, cep telefonu, bilgisayar gibi elektronik aletlerin başucunda bulunması da uyku düzenini bozarak uykusuzluğa sebep olabilmektedir" ifadelerini kullandı.