HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

SAĞLIK -- 11 Kasım 2016

Estetik Hakkında Merak Edilenleri Betül Şengör Anlatıyor

Magazinizmir
Estetik yaptırmaya karar verdiniz, peki bu kararı hayata geçirmeden önce nelere dikkat etmeniz gerektiğini biliyor musunuz?

“Cildiniz İçin Gençlik Sırları” kitabının yazarı Dermatolog Doktor Betül Şengör’e, yaşlanma karşıtı bakım tüyoları ve estetik konusunda izlenecek en geçerli yöntemleri sorduk. Türk kadınları tarafından çokça tercih edilen tedavi yöntemlerinden, estetik öncesi ilk dikkat edilmesi gerekenlere aradığınız anahtar cevaplar ilerleyen satırlarda…

Türk Kadını, Güzellik Deyince Ne Anlıyor? Yüzünde ve Vücudunda Daha Çok Hangi Tedavilerin Uygulanmasını İstiyor?

Türk kadını, kesinlikle kendi tipinin değişmemesi şartıyla gençleşmek istiyor. Bu güzellik anlayışı aslında benim felsefemle de uyuşuyor. Yani Türk kadını gençleşirken kendisi gibi görünmek istiyor ve daha çok yüz ovalindeki sarkmalarla ilgileniyor. 35 yaş üstünde yüz ovalinde yumuşama, sarkma ya da burunla yanak arasında kendisini yorgun gösteren bir çöküntünün başladığını söyleyenler var. Bazen de gözlerinin altında çukurlaşmaların ortaya çıkmasıyla bize başvuruyorlar.
Dolayısıyla Türk kadınının yüzünde yapılmasını istediği alanlar; genellikle kendisini daha yorgun gösterdiğini düşündüğü sarkmalar ve çöküntüler. Bunlara ait değişiklik talepleri oluyor. Her Türk kadının vücudundaki değişiklik talebi ise; daha az basenli, daha kalkık bir kalça ve bacak içlerindeki sarkmaların ve yumuşamaların giderilmesi, sıkılaştırılması. Yine Türk kadınının en önemli problemlerinden biri, bacaklarındaki selülitli görünüm.

Sizin Türk Kadınlarının Bu Tarz Şikayetlerine Yaklaşımınızdan ve Tedavi Yöntemlerinden Bahseder misiniz?

Biz bunlara nasıl yaklaşıyoruz? Yüzdeki değişiklikleri ortaya koyarken sarkmaya, yorgun ifadeyi gidermeye ya da bir doku boşalması varsa ona yönelik tedaviler uyguluyoruz. Yorgun ifadeyi doku boşalması ile düzeltmek için, yüzdeki çukurlukların derinliğine ve sarkmanın oranına göre kök hücre tedavileriyle desteklediğimiz yağ dolgusu uyguluyoruz. Biraz daha muayenehane şartlarında gerçekleştirilebilen bir yöntem istiyorlarsa, hyaluronik asit gibi dolgu malzemeleri ile yüzdeki çöküntüleri tedavi ediyoruz. Danışanımız yüzdeki sarkma için neştersiz bir uygulama talep ediyorsa, örümcek ağı ya da altın ipler dediğimiz iplik teknolojilerinden faydalanıyoruz. Neştersiz tarafta iğneli işlemler istemeyen kişilere ise radyofrekans, lazer gibi yöntemleri uygulayabiliyoruz. Kök hücre tedavileri cildin geneline yayılan bir canlılık veriyor. Dolayısı ile kök hücre, hücresel anlamda bir yatırım, kişinin kendi hücresini kendisine verme tekniği. Kök hücreyi tüm yüze enjeksiyon şeklinde yaptığımızda, boşlukları doldurmak için yağ enjeksiyonu ya da hyaluronik asit dolgu malzemesi kullanıyoruz. Kök hücreyi sarkma tedavisinde iplikler ya da cihazlarla birlikte kombine edebiliyoruz. Yoksa sarkma için tek başına kök hücre uygularsak kişi beklemekten yorulabilir. Kırk yaş üstü her kadının mutlaka yaptırmasını öneriyoruz.

Estetik Yaptırmak İsteyen Bir Kişi Bu Kararı Hayata g,Geçirmeden Önce Nelere Dikkat Etmeli?

Eğer kişi neşterli bir operasyon yaptırmaya karar verdiyse, hangi işlemi yaptırmasının uygun olacağı konusunda doğru teşhis çok önemli. Kişi ihtiyacını tam olarak bilip, plastik cerrahına arzu ettiği değişiklikleri doğru bir şekilde aktarabilmeli, plastik cerrah da danışanına hangi operasyonları nerede yapacağını net bir şekilde açıklamalıdır. Örneğin yüz ovalindeki sarkmadan şikayetçi bir danışan, bunu ipliklerle ve yağ dolgularıyla düzeltmekten ziyade daha kalıcı, radikal bir çözüm istiyorsa plastik cerrahın önerisi minilift veya endolift olabilir.
Vücut için diyelim ki kişinin bölgesel bir yağ kitlesi var ve bunu liposuction ile ortadan kaldırmak istiyor. Kişinin yağları liposuction ile vücuttan çekilebilir veya radyofrekans, lazer gibi yöntemlerle eritilebilir. Burada yine plastik cerrahlar devrededir. Ya da meme ile ilgili bir estetik müdahale istiyor. O zaman memesindeki sarkıklıktan mı şikayetçi, büyüklüğünden mi, küçük olmasından mı? Bunların hepsi masaya doğru yatırılmalıdır ki plastik cerrah, hem memedeki sarkıklığı giderip hem de protez mi koyacağının kararını verebilsin.
Bence burada temel kural, kişinin kendi isteğini iyi ifade etmesi ve karşısındaki hekime güvenmesi. Hekim de danışanının isteğini doğru anlamışsa zaten önerilerde bulunur. Sonuç olarak kişinin neyi istediğini bilmesi gerekir. Ayrıca estetik operasyona hazırlık aşamasında dikkat edilecek bir takım şeyler vardır; kan sulandırıcı ilaçları kesmek, sigara kullanıyor ise sigara içimine ara vermek gibi… Bu tür basit ve temel kuralları plastik cerrahlar zaten prosedür sırasında anlatırlar.

Estetik Operasyonlara ve Uygulamalara İlginin Arttığını ve Estetik Yaşının Düştüğünü Söyleyebilir misiniz?

Evet, estetik uygulamalara ilgi arttı ve estetik yaptırma yaşı da düştü; fakat bu yaşın düştüğü alt sınırı masaya doğru yatırmak gerekir. Alt sınır otuzlu yaşların üstündedir. İnsanlar estetik uygulamalara cildinde dalgalanmalar gördüğünde başvuruyor. “Cildim dalgalanıyor ya da mimiklerim o kadar kuvvetli ki kızgın olmadığım halde kaş çatmış gibi duruyorum” gibi basit sebepler ile gelebiliyor. Estetik uygulama yaşının düşmesi neştersiz taraftaysa sıkıntı yok; çünkü yeni yeni oluşan bilinç, eksileni yerine koymak üzerine.
Danışan 30 yaşında diyelim; kendine bakıyor, kremler kullanıyor, güneşten korunuyor ama mimikler her sene ilerlediği ve daha da derinleştiği için neştersiz işlemlere başvuruyor. Dolayısıyla kırk yaşına gelmeyi beklemiyor artık. Çünkü biliyor ki eğer botox uygulaması yaptırırsa, mimiklerini rahatlatacak ve o mimiklerin daha da oturmasını engelleyecek. Bu şimdi alınması gereken bir önlem demektir. Ya da yüzünde boşalan alanlar, çöküntüler görüyor ve daha yorgun göründüğünü söylüyor. Orada ne eksilmiş doktorundan bunu öğreniyor. Yer çekimi yüzünü sarkıtıyor, bir şeyler değişiyor, üretim azalmış, bunları öğreniyor. O zaman cildine üretimi tetikleyen estetik uygulamalar yaptırtıyor. Üretimi tetiklemek için PRP, kök hücre ya da cilt bakımında güçlü etkileri olan radyofrekanslı uygulamalar yapılabilir. Lazerle cilt gençleştirme, radyofrekans ile cildin sıkılaştırılması gibi yöntemler uygulanabilir.

Potansiyel Hastalarınıza Size Danışmadan Önce Kendilerine Sormalarını Önereceğiniz Sorular Var mı?

Ben her hastamın ne istediğini bilerek gelmesini isterim. Hatta bunun için “Cildiniz İçin Gençlik Sırları” adında A’dan Z’ye cilt sağlığı ve cildin anti-aging’ini anlatan bir kitap yazdım. İnsanlar ne istediklerini bilirlerse, doktorlarına da kolaylık sağlamış olurlar.
Öncelikle aynayı eline verdiğimde ya da tabletle fotoğrafını çektiğimde “Aynı şeyi görüyor muyuz?” diye sorarım. Benim gördüğümü görüyor mu? Eğer ben gözlerinin altındaki yorgun ifadenin çöküntüye bağlı olduğunu düşünüyorsam ve onun bunu görmesini istiyorsam, “Yanaklarınızın çökük olduğunun farkında mısınız?” diye sorarım. Yanaklar, gözaltları, burun kenarları, dudak kenarları, çene çevresi… "Aynı şeyi görüyor muyuz?" sorusunun cevabını onlardan almak isterim. Sonra da onlardan “Cildime nasıl bakmalıyım ki yaş aldıkça daha da yaşlı görünmeyeyim?" sorusunu sormalarını isterim. Cevabım elbette eksileni yerine koymak olacaktır. Bunun için de neyle mücadele etmelidir, ağızdan nasıl beslenmeli, cildine hangi uygulamaları yapmalı ve/veya yaptırmalıdır, bunları açıklarım.

Estetik İle İlgili Teknolojik Gelişmelerin Durumunu Nasıl Değerlendiriyorsunuz?

Günümüzde en son katıldığımız uluslararası konferanslarda da ortaya atılan konu hep neşteri erteleme üzerine ve değişim, neştersiz tarafta daha çok zaman kazanmak yönünde. İpliklerle sarkan cildi hemen toparlamak ya da günümüzde hızlı bir yükseliş gösteren radyo frekans yöntemleri ile cildin kollajen sentezini arttırarak ve cildi sıkılaştırarak neşterli işlemlerin tarihini ötelemeyi hedefliyoruz.

Geçmişe Oranla Türk İnsanının Estetiğe Bakışında Ne Gibi Değişiklikler Oldu?

Artık ülkemizde estetik alanında kendilerini sık sık geliştiren pek çok hekim görmekteyiz. Bu da Türk insanının estetiğe yönelimini tetikliyor. ‘’Ben neden yaşlanıyorum?’’ sorusu daha fazla sorulmaya başlandıkça bilinç de yükseldi. Eksileni yerine koyma mantığı yerleşmeye başladı. ‘’Yaşlanmamak için ne yapmalıyım?’’ diye sorulmaya başlandı ve bu soruya yönelik cihazlar, yöntemler ve bunları uygulayan hekimlerde büyük bir artış oldu. Özetleyecek olursak, artık Türk insanı yaşlanma karşıtı bakımlara, işlemlere doktor ofisinde daha erken yaşlarda başlamaları gerektiği bilincine vardı. Erken yaşta eksileni yerine koyup, bozulanı düzeltme yoluna gidenler neşteri oldukça ötelemiş oluyorlar.

Peki Yaşlanma Karşıtı Bakımlara Başlamak İçin Doğru Zaman Nedir? Erken Yaşlardan Kastınız Nedir?

Kişi aynaya baktığında kendinde ne değiştiğini görmelidir. Doğru zaman kişinin yaşı değil, yaşanmışlığıdır. Örneğin; 30’lu yaşların başlarında “Benim mimiklerim çok kuvvetli. Şimdiden kontrol altına almalıyım ki kırışıklıklarım derinleşmesin” diyorsa, bir estetik hekime görünmelidir.

 

FACEBOOK İLE BAĞLAN