HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

SAĞLIK -- 16 Nisan 2015

Dismorfofobi (Ayna Hastalığı) Nedir ?

Magazinizmir
Halk arasında ayna hastalığı olarak bilinen dismorfofobi, kişinin fizik görünüşünde gerçekte mevcut olan ancak başka birisince çok önem verilmeyecek bir kusur ile aşırı derecede meşgul olmasıdır.

Aynaya hiç bakmamak kadar çok bakmak da aslında patolojik olabiliyor. Örnek olarak, burnun uzun yassı veya eğri olması, saçların seyrek olması, göğüslerin biraz büyük, sarkık ya da küçük olması gibi bir kusurla, kişinin sürekli uğraşmasıdır. Bu kişiler huzursuzluk duydukları bu duruma karşı kaygı da duyarlar. Dismorfofobi neredeyse 100 yıldan beri tanınmaktadır.


Diğer kişiler bu kusur veya kusurların hiç önemi olmadığını söyleseler de, kişi takıntısından vazgeçemez. Psikiyatride vücut dismorfik bozukluğu denilen bu durum bir çeşit anksiyete bozukluğudur. Dismorfofobi olanlarda nasıl göründüklerine dair bilişsel çarpıklıklar vardır. Bu kişilerde var olan kusur hakkında çarpıtılmış bir algılama oluşmakta ve bu durum sonunda takıntıya dönüşmektedir. Dismorfofobi sosyal yaşam ve diğer alanlarda kişinin hayatında önemli sıkıntı ve gerilemelere yol açabilmektedir. Hastalık, genellikle ergenlik ve gençlik yaşlarında ortaya çıkar. Kişilik gelişiminin ve özgüvenin tam oturmadığı, kişiliğini arama yerleştirme dönemlerine denk düşmektedir. Gençler, dış görünüş, kilo ve fiziksel bir kusur üzerinde çok dururlar. Güzellik arayışları, bir ünlüye benzeme isteği, o kişilerin bazı fiziksel özelliklerine aşırı hayranlıklar, arkadaşlar arasındaki örseleyici etkileşimler, alaycı tutumlar genci fiziksel görünümünü incelemeye yöneltebilir.

Genellikle takıntılı, titiz, kendi bedenlerini sürekli inceleyen, güvensiz, karamsar ve çeşitli ruhsal çatışmalar içinde olan kişilerdir. Dismorfofobi kişide, aynaya çok bakmak veya reddederek hiç bakmamak şeklinde görülebilir. Eğer ayna ile çok meşgul ise iki-üç ayna yardımı ile sürekli olarak sorunlu bölgeyi inceler. Kusurlu bulduğu yeri kamufle etmek için büyük bir çaba içine girer. Makyaj, şapka, eldiven, peruk kullanır. Kusurlu bulduğu beden kısmını başkalarınınki ile mukayese eder. Bu kişiler, dermatoloji, cerrahi veya estetik cerrahi gibi bölümlerden devamlı yardım isterler. Bu uzmanlar kişiyi psikiyatra gönderdiklerinde, bu öneriyi reddeder veya doktor değiştirirler. Kendilerini diğer kişilerin yanında mahcup, ezik ve güvensiz hissederler. En çok şikâyet edilen organlar saç, cilt, burun, meme, kalça, baldır olabilir.

Dismorfofobi olan kişiler genellikle çekingen ve izole olarak yaşamayı tercih ettiklerinden, insan ilişkilerinde başarılı oldukları söylenemez. Bu durum karşı cins ilişkileri için de geçerli olacaktır. Vücut dismorfik bozukluğu olguları, aşırı takıntılı ve sıkıntılı olup, sürekli aynı düşüncenin etrafında dönerler. Depresyonlar, obsesyonlar veya kilo ile ilgili takıntıları olursa yeme bozuklukları ile birlikte görülebilir. Son çalışmalarda kadınlarda ve erkeklerde görülme oranı eşit bulunmuştur. Genç, çalışmayan ve hiç evlenmemiş kişilerde daha sık görülür. Bu hastalığın beyindeki kimyasal ve genetik bozuklukla ilgili olduğunu söyleyen görüşler vardır.

Vücut dismorfik bozukluğu'nun tedavisinde ana yaklaşım, psikoterapi ve ilaç tedavisidir. Tek başına ilaç tedavisi bu hastalığı iyi etmemektedir. İlaçlar kişiyi daha yumuşak başlı kılıp takıntılardan uzaklaştırırken, kişinin terapiye yatkınlığını ve işbirliğini artırır. Bu ilaçlar sayesinde bedensel takıntılar, gerilim, anksiyete ve depresyon belirtileri ortadan kaybolurken, kişinin düşüncelerini daha gerçekçi ve kontrollü kılar.

Dismorfofobi hastalarında gerçekten düzeltilmesi gereken bir kusur mevcut ise bu kişilerde estetik cerrahi girişimler yararlı olabilir. Ancak bu tip hastalarda mutlaka psikiyatri uzmanı ile birlikte çalışmak, hastayı değerlendirmek gerekir. Bununla beraber, ameliyat bu kişilerin zihinlerine yerleşmiş olan kalıcı beden imajı kusurunu ortadan kaldıramadığı için ameliyat sonrasında beklediğini bulamama, mutsuzluk, ağır depresyon, sosyal izolasyon, içe kapanma veya doktorlara yönelik paranoid düşünceler gelişebilmektedir. Bu nedenle bu tip hastaların çok iyi değerlendirilmesi, ameliyat hakkında çok ayrıntılı bilgilendirilmesi gerekir.
 

FACEBOOK İLE BAĞLAN