HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Hasan Kılınçer

YAKALAMAÇ

Magazinizmir

Oo piti piti karemela sepeti terazi lastik cimnastik...

Ebe sensin, başlayalım...

''Yakalamaç'' vardı eskiden hatırlarsınız. Biri ebe olur ve başkasına değene kadar deli dana gibi koştururduk.

''Yakar top'' vardı... Takımlara ayrılır ve belli bir mesafeden ortadakileri vurmaya çalışırdık. Ortadakiler toptan kaçarken şekilden şekile girer, bir o tarafa bir bu tarafa koşar dururlardı. Vurduğumuz elenir kenarı geçer ve diğer arkadaşının gözünün içine bakardı. Hele birde o arkadaşı topu havada tutup ''can'' almışsa ''hadi al beni oyuna'' diye tuttururdu.

''Gazoz kapağı'' oynardık mesela... Günün yarısını restoran çevrelerinde gazoz kapağı toplayarak, diğer yarısını da camcıdan aldığımız macunu kavanoz kapağına doldurarak kapakları vurmak için hazırlardık. Macun alacak para yoksa mermer taşta işimizi görürdü.

Dokuz kiremit, yerden yüksek veya kendi uydurduğumuz birçok oyun daha vardı.

Takım çalışması, liderlik, rekabet, çözüm bulma gibi bir çok kişisel gelişimi yanında getiren bu oyunlar bizi maksimal seviyede hareket ettirerek sağlıklı kalmamızı sağlarlardı.

Mahalle maçları vardı...

Galatasaray - Fenerbahçe maçından daha ateşli geçerdi bizim için.

Hele mahalleden izlemesi için zorladığımız iki kız kenarda yerlerini almışsa hepimiz ''Ronaldo''!!!

Dönelim 2019'a...

Mahalle kavramı artık sadece adreslerde görülüyor. Bırakın mahalle maçını, aynı apartmanda oturan iki çocuk çoğu zaman birbirini tanımıyor.

Restoranlara gittiğimizde deli gibi etrafta koşuşturan çocuklar azalıyor. Yerlerini ellerinde iPad ile tek bir parmak ile kahramanını altın toplamak ve level atlamak için koşturan çocuklar alıyor. Hele birde arkadaşı varsa yanında gelsin ikili maçlar...

İşin ilginç tarafı bu durumlar bazen ebeveynlerin hoşuna gidiyor...

2 yaşında iPad kullanıyor. Ooooooooo.!!!!

''Göster teyzelere nasıl takla atıyorsun'' yerini ''Göster teyzelere bakalım nasıl iPhone ile fotoğraflara giriyorsun'' alıyor.

Bir tek özellik kalıcılığını koruyor tamamen eskiden bu yana ''O tabaktaki yemek bitecek!!!''

Bu da başlı başına incelenmesi gereken bir konu.

Kesinlikle teknoloji düşmanı değil, hatta tam 
tersi hastayım...

Ama bizi hasta etmediği ve çocuklarımız ileride hareketsizlik yüzünden sağlık problemleri 
yaşatmadığı sürece.

Şu zamanda birçok neden çocuklarımızın veya kendimizin daha az hareket etmesi için şartlar oluşturuyor olabilir.

Yaşam şekilleri, teknoloji, kentleşme çabası vs.

Eskiden ebeveynlere çocukların hareket etmesi konusunda bu kadar iş düşmüyordu.
  Yolla sokağa hareket yolunu bulur.

Fakat şu an büyük bir sorumluluk taşıyor ebeveynler bu konuyla ilgili.

Aklıma gelen çok güzel bir söz var bununla ilgili!

''Aileler çocukların örnek kitabıdır.''

Daha sağlıklı nesiller için önce kendiniz hareket edin ve daha sonra çocuklarınızın hareket etmesi için bir şeyler yapın.

Güzel bir pazar günü...

Alın çocuklarınızı çıkın bir yerlere ve hareket edin...

Ne olursa olsun yeter ki hareket edin.

Bisiklete binin, koşun, zıplayın...

Belki de eskilerden bir kaç oyun oynarsınız...
 


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN