HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

''TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN TEMELİ KÜLTÜRDÜR''

Magazinizmir

Atatürk, Birinci Türk Tarih Kurumu Kongresi’nde Türkiye’de kazılar yapılmasını istemiştir. Diğer bilim dallarında olduğu gibi arkeoloji öğrenimi için Avrupa’ya öğrenciler göndermiştir. Ekrem Akurgal, Halet Çambel, Sedat Alp, Arif Müfit Mansel bu öğrenciler arasındadır.

Kazı çalışmalarının devamını sağlamak amacıyla mirasının büyük bölümünü araştırmalarda kullanılmak üzere Türk Tarih Kurumu’na bağışlamıştır.

Anadolu topraklarında yaşamış uygarlıkların kalıntıları günümüzde bu sayede ortaya çıkarılmış, başta Göbeklitepe olmak üzere diğerleri de dünya arkeoloji biliminde en önemli buluntular olarak yerlerini almıştır.

En önemli görevlerimizden biri, Atatürk’ün mirasına sahip çıkarak bu topraklarda yaşamış olan uygarlıkların ortaya çıkarılması ve tanıtılmasında rol almaktır.
Atatürk, bilime verdiği önemi güzel sanatların bütün dallarına da göstermiş; klasik batı müziğini, baleyi, operayı, çağdaş tiyatroyu Türk milletine sevdirmeye çalışmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında sanatçılar korunmuş, halk evlerinin çatısı altında kültür ve sanatın bütün dallarıyla toplum bütünleştirilmiştir. Devlet, her  türlü desteği vererek bilimin ve sanatın gelişimini öncelikli görev saymış, bu alanda  adeta bir devrim yaşanmıştır.

23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışından hemen sonra milli hükümet kurulmuştur. 9 Mayıs 1920 gününde gerçekleştirilen ilk toplantıda ele alınan hükümet programında, “milli eski eserlerimizi bir an önce derleyerek korumanın amaçlandığı” sözüne de yer verilmiştir. Ardından Milli Eğitim Bakanlığı (Maarif Vekilliği) tarafından bir müdür ve bir memur görevlendirilerek “Türk Asar-ı Atikası Müdürlüğü” kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı’nın hemen ardından Hars Müdürlüğü ismiyle Anadolu’nun çeşitli yerlerinde müzeler açılmaya başlanmış ve eserlerin derlenmesi, depolanması ve korunması için  çalışmalar yapılmıştır.

1 Nisan 1924 tarihinde Atatürk tarafından imzalanan kararname ile Topkapı Sarayı’nın müze olması uygun görülmüştür. 1925 yılında Ankara’da Etnografya Müzesi açılması içi çalışmalar başlamış 1928 yılında açılmıştır. Bu arada Ayasofya’nın perişan hali Atatürk’ün dikkatini çekmiş ve Ayasofya’yı Milli Eğitim Bakanlığı’na devrederek hızlı bir şekilde müze olmasını sağlamıştır.


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN