HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Özgür Aşçıoğlu

İtalya'da mıyım, Ukrayna'da mı?

Magazinizmir

Son iç karışıklık ve Rusya'nın dahil olduğu Kırım'ın el değiştirmesi sırasında adım adım başından sonuna Ukrayna'yı bir uçtan bir uca, kuzeyden güneye, batıdan doğuya dolaşıp her anına tanıklık etmiştim. İlk indiğim başkent Kiev olayların da çıkış noktası ve merkeziydi. Maidan'da binlerce kişinin toplandığı, aylar süren çatışmalar ve gösteriler bazen sadece sabahtan öğlen saatlerine kadar Parlamento binasına yürümek isteyen 80'den fazla kişinin sniper ateşiyle öldürüldüğü kanlı katliamlara dönüşebiliyordu. 

Maidan'dan sadece bir cadde uzaklıktaki otelimiz Intercontinental Oteli, revire dönüştürülmüş kilisenin hemen bitişiğinde görece daha güvenli bir noktadaydı. her sabah silah sesleriyle uyanıp Maidan'a bakan Hotel Ukraine'in balkonlarından yüzlerce Uluslararası Basın mensubu gazeteci ile birlikte sözleşmeli çalıştığım CBS News ekibiyle travmatik derecede dramatik görüntüleri, ölümleri kaydettiğim Kiev sokaklarını unutmak sanırım mümkün olmayacaktı.

Bu görüntülerle tanıştığım ve ilk kez gittiğim Ukrayna için de aynı şekilde maalesef daha önce gitmediğim ve dağılmış halini görerek tanıştığım Suriye gibi derin bir üzüntü duydum. Olayların görece dindiği ve Kırım'ın Rusya topraklarına dahil olmasıyla hafifleyen kriz, Kırım ve Doğu sınırında sürse de, Batı'da Lviv ve güneyde Odessa gibi turistik şehirlerde neredeyse hiç etki gösternedi diyebiliriz. 

Daha önce yılbaşını geçirdiğim Lviv'den sonraki ilk durağım Odessa oldu. Karadeniz kıyısında olduğunuzu bilmeseniz kendinizi Ege veya Akdeniz'de hayal edebileceğiniz, rahat, güvenli, lezzetli ve görece uygun bütçeli bir kaçamak Odessa. Son zamanlarda ardı ardına açılan İtalyan restoranları ve cafeleri ile hatırı sayılır miktarda İtalyan şefi de Odessa'ya taşıyan işletmeciler, hem kaliteli malzeme tedariği, hem uluslararası standartlarda şık ve gastronomik  restoranları ile Odessa yeme içmeyi seven kitle için kaçırılmaması gereken bir nokta.

Potemkin merdivenlerine bakan ve şehrin merkezinde denize bakan Londonskaya Oteli'nin 4 metre yüksekliğe yaklaşan yüksek tavanlı odalarının her biri ünlü yazar, sanatçı ve devlet adamlarının konakladığı ve hangi odada kaldılarsa o odaya o ünlü kişinin isminin verildiği bir konsepte sahip. Kapalı havuzunun içinde bulunan 10 metreden yüksek tarihi sütunlarından tutun, kahvaltıda yerel üzüm üreticisinin köpüklü şişesini füme domuz but eşliğinde açık büfede oda-kahvaltı konseptinde açık büfe servis eden otelde kendinizi şımartılmış hissetmeniz çok olası. Aynı grubun bir diğer oteli Otel Bristol 'un da benzer bir yapıda ve konseptte olduğunu belirtmem gerek. 
Bir diğer güzel nokta Odessa'da Uber yaygın olarak kullanılıyor ve hem güvenli hem de kontrol edilebilir ücretlendirme ile hemen her yere ulaşım mümkün. Yerel şarküteri ve balık pazarlarından taze ürünlere, ikinci el marketinden finedine konseptli Bernardazzi gibi restoranlara kadar bir çok güzel opsiyon ile en az 5 gün konaklamanızı önereceğim bir nokta Odessa. 

2 Eylül Odessa'nın kurtuluş günü. Potemkin merdivenlerinde geniş katılımlı konserler, ve çevrede ışık gösterileri ve dans gösterileriyle birlikte sokak yemeklerinden oluşan standların kurulduğu bir festival ile kuttlamalar bir haftaya yayılabiliyor. Seyahat tarihinizi planlarken bu kutlamalara denk getirebilirseniz daha renkli bir gezi olabilir. 
Odessa'nın arabayla 2 saat uzağında Ukrayna'nın büyük üreticilerinden birine ait bir bağ ve üretim tesisi yer alıyor. VIP veya grup turlarıyla bağ ve tesis turu yapabileceğiniz tesisin basit ama lezzetli bir menü servis eden bahçeli ve keyifli bir restoranı da gün boyu servis veriyor. Aslında Gürcü bir ailenin sahibi olduğu ve hem Gürcistan hem Ukrayna'da bağları ve üretim tesisleri bulunan üretici, Telti Kuruk (Tilki Kuyruğu) üzümü gibi Osmanlı döneminde sadece pekmez yapımında kullanılan yerel üzümleri de işliyor. Aynı zamanda distile içecekler de üreten firmanın çok özel ürünleri de satış ofislerinde bulunabiliyor. 

Kısaca Odessa yaz aylarında hem beach'leriyle, hem yeme içme konusunda fiyat performans gösteren ve İtalya'yı ya da herhangi bir Avrupa şehrini aratmayan menü zenginliği ve tedarik kalitesiyle kesinlikle hem dinlenip hem eğlenmek, hem de damağınızı şımartmak için iyi bir nokta olarak düşünülebilir.
Gezici Mutfak: 
Bomontimutfak 
Urla'dan sonra Alaçatı'da

Bu yaz Bir Gezici mutfak dizayn edip Istanbul Culinary Studio'nun Nişantaşı'ndaki atölye mutfağını, Pop-up Cheftable etkinlikleri, workshop ve sokak lezzetleri ile izmir'e taşıdık. İlk durağımız Urla ve Gülbahçe'de hem windsurf hem kiteboard okullarında İtalyan usulü Dana Billur ve Çeşnili Patates, Dana Yürek roastbeef Taco, Böbrek, Beyin Püre, Kokoreç Burger ve Koko-Taco reçetelerimizle genç sporcularla ve takipçilerimizle paylaştık. 

Urla Bağ Yolu'nda ağustos ayından itibaren farklı bağlarda finedine tadım etkinlikleri ve menüler ile yapacağımız pop-up cheftable etkinliklerine kadar Urla'ya veda edip rotamızı Alaçatı'ya çevirdik. Ağustos ayında Port Alaçatı da dahil olmak üzere farklı butik otel ve mekanlarda pop-up tadım menüsü etkinlikleri ve tadımlar planladık. Yine deniz mahsulleri, Ege mutfağı ve sakatatlar gibi farklı menüleri dönüşümlü olarak farklı eşleştirmeler ile sunacağımız etkinliklerin ardından Eylül ayını Big Fish Alaçatı kapsamındaki yeme içme etkinliklerimizle sonlandırmayı planlıyoruz. 

SARPA'DAN
TADIM MENÜSÜ OLUR MU?

Urla Megapol Spor Kulübü EMR Windsurf tesislerinde gerçekleştirdiğimiz özel tadım menüsüyle, Urla'da gerçekleştirdiğimiz fine dine konseptli yemeklerimizde Ege lezzetlerine farklı yorumlar getirmeye çalıştım: 

Hallüsinatik bir yapıya da sahip olduğu bilinen Ege'de bol miktarda avlanılan Sarpa (Sarpa Salpa): İngilizce adıyla Dreamfish (Rüya Balığı) güvenli olmadığı bilinen, tek porsiyonda bile narkotik madde etkisine kadar varabilen İspanya, İtalya, Malta'da yoğun olarak bulunan Sarpa'dan bir Peru reçetesi olan ve belirgin asiditeyle pişen Ceviche ile amuse bouche karşılaması oldukça beğenildi.

İstanbul'da işini oldukça özenli ve severek yaptıklarını bildiğim iki dostum Emre ve Emrah'ın girişimi olan ve Siyez ve ekşimaya ekmekleriyle ünlü Urban Bread ürünlerini etkinliklerimizde misafirlerimize hem yapmayı hem tüketmeyi çok sevdiğim bir meze olan girit Ezme, Pancar Carpaccio ve Adaçayı ile birlikte sundum.

Urla'da hemen hemen Ege otlarının hepsini pazarda ve hatta Balık mezatının olduğu alanda Mezat sabahı bulmak mümkün. Sirken, İstifno ve 

Turpotu'nu renklerini ve aromalarını koruyarak blanche edip, süzme yoğurt ve ekşi krema üstüne zeytinyağı ve kavrulmuş fıstık kırıklarıyla birlikte yazlık, sade ve sağlıklı bir başlangıç oluşturduk. 

Sıra kabağın en az kendisi kadar güzel olan çiçeğini kullanmaya gelince Antalya'da Erüst tarımın günlük hasatla dünyaya ihraç ettiği Kabak çiçeklerinin içine dolma değil de bu sefer taze baharatlı tuzsuz İzmir lor doldurmayı tercih ettim. İngiliz paneleyip ister -18 derecede kış için de saklayabileceğiniz bu ürünü derin yağda kızartıp Limon Çiçeği yaprağı, Frenk soğanı ve rakula ile elde çırpılmış tane hardallı mayonez ve glaze balsamik ile servis ettim.

Benim için tüm zamanların olmazsa olmazı: deniz Börülcesi bu sefer yemek ve içecek eşleşmesi söz konusu olunca sarımsaktan arınmış şekliyle panga balığı ve karides'ten oluşturduğumuz pane köftelerimize yatak oldu. 

Yemeğin ana tabağında yine mütevazi yapısıyla gönüllerin efendisi Marmara'da görece daha küçük boyutlarda rastlanan ve daha bol miktarda avlanılan, Ege'de 25cm boyuna kadar çıkabilen siyah benekli solungaçlarıyla kolaylıkla ayırt edilebilen Mavi İstavrit yer aldı. Fileto dilimlerimizi Maitre D'Hotel ile basting yöntemiyle tavada suyu içinde kalacak şekilde pişirdiğimiz tabağımız için endivyen, tatlı radika, palamut, kırmızı soğan ve rezene ile pancar sos kullandım.

Tatlı son için hafif bir seçim çırpılmış krema, süzme yoğurt yatağında havuç marmeladı, fesleğen, menekşe çiçeği ve Gastronomik olarak çok farklı bir uyuşma hissi uyandıran, bütün hali ısırıldığında yarım saat bu hissin devam edebildiği Elektrik çiçeği püresi ve kendisini kullandım. Alaçatı'daki etkinliklerimizde bu menünün tekrarı ve farklı menü konseptlerinden oluşan cheftable etkinliklerimizi: @bomontimutfak instagram adresimizden takip edebilir, bize instagramdan merak ettiğiniz her konuda yazabilirsiniz.. Güzel bir sezon ve lezzetli sofralar dileğiyle...
Sağlık ve mutlulukla 
kalın.


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN