HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

SAĞLIK -- 26 Şubat 2020

YEMEK BORUSU KANSERİNİN İLK BELİRTİSİ YUTMA GÜÇLÜĞÜ OLABİLİR

Magazinizmir
Yutma güçlüğü ve boğazda takılma pek çok insanın belirli nedenlerle yaşadığı basit şikayetler gibi algılanabiliyor ancak kimi zaman yemek borusu kanseri gibi ciddi hastalıkların ön habercisi olabiliyor.

Bu belirtilerin önemsenmemesi ve doktora başvurmakta geç kalınması, erken tanı şansına engel oluyor. Dünyada ve ülkemizde kanser ölümlerinin nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan yemek borusu kanserinden korunmak için; aşırı sıcak, asitli ve alkollü içecekler tüketmemek, sigaradan uzak durmak ve sağlıklı beslenmek önemli yer tutuyor. Memorial Ataşehir ve Şişli Hastaneleri Göğüs Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel, yutma güçlüğü, yemek borusu kanseri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

 

Yediklerinizin sıcaklığı ve kıvamına dikkat edin


Yemek borusu kanserinden korunmak için tüketilen gıdaların kıvamı ve sıcaklığı önemli yer tutmaktadır. Aşırı sıcak çayın veya gıdaların çok sık içilmesi -yenilmesi yemek borusunu döşeyen yassı hücreleri yakarak kansere zemin hazırlayabilir. Sıcak içeceklerin yanı sıra sık alkol tüketimi ve yanmış gıdalar da aynı etkiyi oluşturmaktadır. Sigara, içeriğinde bulunan zehirle maddeler nedeniyle yemek borusu kanserine yol açabilmektedir.


Ülkenin doğusundaki şehirlerde daha çok görülüyor

 

Türkiye’de özellikle beslenme alışkanlıklarından dolayı yassı hücreli yemek borusu kanseri denilen skuamoz tipi yemek borusu kanserleri Erzurum, Ağrı, Kars, Van, Bitlis, Muş gibi Doğu illerinde daha sık görülmektedir. Bahsedilen illerin hava sıcaklıklarının daha düşük olması sıcak içeceklerin daha fazla tüketilmesine zemin hazırlamaktadır. Ayrıca bu bölgelerde sebzeden fakir daha çok kırmızı et ağırlıklı beslenme de yemek borusu kanseri görülmesindeki nedenler arasındadır.


Yutma zorluğunu önemseyin
 

Yemek borusu kanserinin en önemli belirtisi yutma güçlüğü veya boğazda takılma hissi şeklindedir. Bu sorunu yaşayan hastalar kısa sürede kilo kaybetmektedir. Yaşlı hastalarda aşırı salya üretimi de ilk belirti olabilmektedir. Hastalığın ilerlediği durumlarda ise ses kısıklığı ve akciğerlere, karaciğere, kemiğe sıçrama görülebilmektedir. Genellikle 60 yaşından sonra görülen yemek borusu kanserlerinde teşhis konulabilmesi için endoskopi veya endoskopik ultrason ile parça alınarak değerlendirmesi gerekmektedir.

Yemek borusu kanseri ameliyatı kapalı yöntemle yapılabiliyor


Yemek borusu kanserinin tedavisinde cerrahi ilk planda düşünülmektedir. 75 yaşın üzerinde ve ciddi hastalıkları nedeniyle ameliyat riskleri bulunan kişilerde kemoterapi ve radyoterapi uygulanabilmektedir. Yemek borusu duvarını aşmamış ve az sayıda lef bezine sıçramış yemek borusu tümörlerinde ameliyat etkili bir tedavi yöntemidir. Ameliyatta tümörün yanı sıra en az 16 lenf bezinin de çıkarılması gerekir. Evre 3 yemek borusu kanserlerinde önce kemoterapi ve radyoterapi ardından ameliyat yapılmaktadır. En erken aşamada yakalanan tümörlerde endoskopik olarak tümörün çıkarılması mümkün olabildiği için ameliyata gerek kalmamaktadır. Boyunda, gırtlak bölgesinin arkasında yerleşmiş yemek borusu kanserlerinde, ameliyat sırasında gırtlağın çıkarılması ve hastanın kalıcı olarak boynundaki delikten nefes alması gerekliliği nedeniyle öncelikle ameliyat yerine kemoterapi ve radyoterapi uygulanmaktadır. Hastaların birçoğunda (%70-80) kapalı yemek borusu kanseri ameliyatı yapılabilmektedir. Kapalı ameliyatlar büyük kesiler yerine batında 1-2 cm’lik 3-4 delikten, göğüs bölgesinde ise 1 veya 2 adet 2-4 cm’lik delikten kamera görüntüsü aracılığıyla yapılabilmektedir. Az sayıda kesi yapılması, vücudun aldığı travmayı azaltarak iyileşmeyi hızlandırmakta ve ağrı problemini ortadan kaldırabilmektedir. Normalde 6-7 saat süren yemek borusu kanseri ameliyatı kapalı ameliyat yöntemleri ile 3 saatte bitirilebilmektedir.

 


Zerdeçal, sarımsak gibi anti inflamatuar besinler tüketin

 

Yemek borusu kanserinin bitkisel bir tedavisi bulunmamaktadır. Ancak hem kanserle mücadele evresinde hem de ameliyat sonrası tedavi sürecinde anti-inflamatuar etkisi olan soğan, sarımsak, zerdeçal gibi besinleri tüketmek vücut direncini artırarak kanserle mücadelede destek sağlayabilmektedir. Bu süreçte hastaların şeker ağırlıklı; pekmez, bal, şekerli hoşaf, şerbetli tatlılar gibi yiyeceklerden uzak durmaları önemlidir. Yemek borusu kanseri ameliyatı olan hastaların tükettiği besinlerin yanında uyku düzenlerine, günlük egzersizlerine de dikkat etmeleri ve sağlık kontrollerini aksatmamaları gerekmektedir. Ameliyat sonrası ömür boyu mide koruyucu ilaç kullanmaları gereken hastaların, az bir kısmında kilo kaybı veya ishal gibi sorunlar yaşanabilmektedir.

FACEBOOK İLE BAĞLAN