Modanın en sanatsal anlatımının Couture olduğuna inanan Maria Grazia Chiuri, Christian Dior’un 2018 Couture koleksiyonu için ilhamını derin bir perspektifte sürrealizm akımı ve temsilcilerinden aldı.
Defilenin teması iki farklı sürrealist sanatçı üzerine kuruluydu; sürrealizmin kurucusu, sürreal manifestonun yazarı André Breton ve Christian Dior’un arkadaşı olan asi kadın sanatçı Leonor Fini.
Maria Grazia Chiuri, fanteziyle buluşturduğu Couture defilesinde, atmosferden güzelliğe her alanda sürrealizm temasını ince bir şekilde işledi. Dior’un gelenekselleşmiş defile mekanı Musée Rodin bile, bu şov için klasik sanat tavrını yenileyerek gerçekliğin kaybolduğu bir labirente dönüştü.
Christian Dior İlkbahar/Yaz 2018 Couture koleksiyonunda mimari çizgiler, tezat maskülen-feminen notalar, grafik siluetler ve transparan detaylar dikkat çekerken kıyafetlerdeki siyah-beyaz renk paleti de optik bir illüzyon yarattı. Maria Grazia Chiuri’nin rüya gibi tasarımlarına Dior Beauté’nin Kreatif Direktörü Peter Philips dramatik makyajıyla eşlik etti.
Geometrik ve transparan maskeler, onun altında yatan 60’lar etkisindeki sanatsal göz makyajı ve vücuttaki romantik dövmeler, şovun güzelliğinin çarpıcı sürrealist motifleriydi. Peter Philips, yoğun göz makyajını maskelerle birlikte yankılanacak şekilde tasarladı. 60’lardan esinlenen göz makyajında yanlış takılmış kirpik efekti siyah eyeliner ile yaratıldı, Philips, eyeliner darbeleri arasındaki bej dokunuşlarla da kontrastı maksimuma taşıdı. Maske ve ekstra hareketli göz makyajı içinde birbirine karışan boyutlar, gözlerdeki derinliği iki katına çıkardı.
Peter Philips, makyajdaki ustalığı bir yana, romantik dövme fikriyle şovun en ikonik detayına imza attı. Modellerin vücutlarına yazılmış André Breton şiirleri, Couture şovunun sürrealist ruhunu kusursuz bir şekilde yansıttı. Christian Dior İlkbahar/Yaz 2018 Couture defilesi gerçek ve hayal arasında kaybolduğumuz derin bir boyutta gerçekleşti ve Maria Grazia Chiuri bir kez daha haute couture'ün modanın rüyası olduğunu hatırlattı.