HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

KÜLTÜR & SANAT -- 26 Nisan 2017

Tiyatrohane'den Polisiye Bir Oyun "Yalanın Ardındaki"

Magazinizmir
Bilinen yalanların saklandığı, inkar edilen gerçeklerin su yüzüne çıktığı ve iki kişinin yüzleştiği sessiz bir satranç oyunu.

Bünyesinde üç farklı tiyatro ekibi barındıran ve Ege Üniversitesi ile işbirliği halinde akademik kadrosu ile oyunculuk eğitimi veren Tiyatrohane Sanat Okulu,profesyonel oyuncuların yer aldığı "Tiyatrohane Prodüksiyon Tiyatrosu" ile bu sezon perdesini bir polisiye oyunuyla açtı. Son iki oyunları kalan ekip ve 29 Nisan ve 13 Mayıs tarihlerinde Cumartesi günleri seyircisi ile buluşacak.

Tiyatroya farklı bakış açısı ile seyirciye yeni bir deneyim yaşatacak olan oyun Tiyatrohane’nin Alsancak Kıbrıs Şehitleri’ndeki Black Box (Kara Kutu) salonunda, seçilen otuz kişiye özel olarak sergileniyor. Başrollerinde ekrandan ve beyaz perdeden aşina olduğumuz ama gönlünü tiyatroya veren Erk Bilgiç ve Burak Çimen rol alıyor. Sorgu odasında geçen oyun boyunca seyircilerin tüm olayın ortasında yer aldığı ve yaşanan tüm anlara yakından şahitlik ettikleri oyunda; karısını öldürmekle suçlanan bir psikiyatristle, kendini bu cinayete çözmeye adamış bir dedektif arasında geçen kedi-fare oyunu işleniyor. Oyun ile ilgili özel sorularımıza aldığımız cevaplar sizlerle...

• Seyirci ile iç içe oynamak nasıl bir duygu oldu sizler için? Bu kadar yakın olmak performansınızı olumlu mu olumsuz mu etkiliyor?

Erk Bilgiç: İlginç bir duygu... Seyircinin ne hissettiğini anlayabiliyoruz ve ne kadar dikkatli izlediklerini. O yüzden keyifli oluyor. Seyirciden geri dönüşü de çok net olarak algılayabiliyoruz. Oyunculuk anlamında kendimizi geliştirmeyi sağlayan bir deneyim oldu.
Burak Çimen:Seyircinin enerjisini hissetmek ve oyuna aktarmak çok büyük avantaj... Bu anlamda klasik sahnelerde oynanan oyunlarla aramızdaki fark, seyirci ve oyuncu arasındaki duvarın ortadan kaybolması ve oyunun hepimize ait olması diyebiliriz. Bu da oyuncuların performansını tabiki olumlu anlamda çok yükselten bir durum. Seyircinin yakın olması oyuncu olarak daha çok konsantre olmamızı sağlıyor. Tabi bu seyirci açısından bir konsantrasyon getiriyor çünkü kendi dünyaları dışında bir gerçekliği izlemek yerine o gerçekliğin tam da içinde oluyorlar.

• Karakterlerinizde sizi heyecanlandıran şey neydi? Nasıl hazırlandınız?

Erk Bilgiç: Benim oynadığım karakter bir psikiyatrist ve mesleğinin getirdiği avantajlarını diğer karakter üzerinde kullanıyor.Bu yüzden derinliği çok fazla olan bir karakter.Eylemleriyle sözleri birbiriyle tezatlık barındırıyor. Role hazırlanırken mesleki anlamda bir gözlem yaptım. Psikiyatristlerin sakinliği ve söylediklerinin altında hep başka bir amaca yönelik hedefleri olmasını temel alarak bir karakter yarattım.
Burak Çimen: İşine bağlı ve onu her şeyin üstünde tutan bir cinayet bürosu komiserini canlandırıyorum. Kendi iç dünyasında ve özel hayatında aslında birçok problemi olan ve mutsuz diyebileceğimiz bir karakter. Lakin bu mutsuzluğunu iş yaşamına aktarmaktan imtina ediyor. Karaktere çalışırken kafamızdaki yerleşmiş standart polis imajının dışında kalmaya gayret ettim. Bazı durumlarda karşısındaki suçluyla empati kurma yoluna giden bir polisi canlandırmaya çalıştım. Bunun için de her ne mesleği yapıyor olursak olalım öncelikle insan olduğumuz duygusunu unutmamaya çalıştım karakteri yaratırken. Ve insan olmanın bize bahşettiği naiflik ve duygu geçişlerini oynadığım sert karakterle harmanlamaya çalıştım.

• Oyun içindeki şiddet sahneleri seyircinin çok yakınında oynanıyor. Doğal gözükmesi için neler yaptınız?

Erk Bilgiç:Seyircinin uzak olmaması nedeniyle gerçeğe yakın olması bizim için çok önemliydi. Gerçeklik hissinin yaratılması için tıbbi gerekçelerden doğan fiziksel reaksiyonların, vücuda yansımasının belli bir eforla seyirciye aktarılması gerekiyordu. Bu anlamda kondisyonel çalışmalarla bunugerçekleştirmek için çok uzun bir prova sürecimiz oldu.
Burak Çimen: Gerçekten şiddet uyguluyoruz. (Gülüyor) Birbirimize zarar verme olasılığı yüksek olduğu için bu sahneler için mümkün olduğunca çok çalıştık.. Seyirci ile iç içe olduğumuz için “mış gibi” yapmak oyununun bütün gerçekçiliğimizi alıp götürebileceğinden bazı teknik hareket çalışmaları, ses ve nefes tekniklerini kullanarak bu sahnelerin üstesinden gelmeyi başardığımız düşünüyorum.

• Büyük şehirlerdeki yalnızlık ve aşk olgularını inceleyen bu oyunda şehir olarak İzmir’i nasıl değerlendiriyorsunuz? İkiniz de bir süre İstanbul’da yaşayan ve çalışan kişiler olarak İzmir’den kopmamayı neden tercih ettiniz?

Burak Çimen: Hiç düşünmeden bu soruya verilebilecek tek cevap;“Huzur arıyoruz”. Nefes alma ihtiyacımızı İstanbul’da gideremediğimiz için İzmir ile bağımızı hiçbir zaman kopartmayı da düşünmüyoruz. Oyundaki karmaşık durumların ve insanların birbirine güvensizliği ve entrikaları, İzmir’e oranla İstanbul’daki yaşam ve hayat şartlarına daha çok benzerlik gösteriyor. Bu bağlamda baktığımızda İzmirli olmak ve hayatımızın büyük kısmını İzmir’de geçirmek kişisel olarak daha huzurlu ve sevgi dolu olmamı sağlıyor. Şehirdeki aşk hayatı sorusuna gelirsek, 16 senedir aynı insanla mutlu bir beraberliği olan bir adam olarak benim bu soruyu cevaplamam mümkün değil. (Gülüyor)
Erk Bilgiç: 21. yüzyıl insanının en büyük sorunu yalnızlık. Oyunun yazarı NickRongjunYu, bunu aşk teması üzerinden oldukça iyi ele almış. Elbette İzmir Türkiye’nin en yaşanabilir şehri ama eminim pek çok insan böylesine güzel bir şehirde bile kendini yalnız ve sevgisiz hissedebilir. İstanbul, gri ve mutsuz bir şehir... İzmir’se benim için mavilik ve huzur. Bende sonsuzluk hissi yaratıyor. Burada doğup büyüdüğüm için sanki bu şehirle organik bir bağım varmış gibi hissediyorum.

Erk Bilgiç Kimdir?

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Oyunculuk Anasanat Dalı’ndan mezun olduktan sonra profesyonel tiyatrolarda oyuncu olarak görev almıştır.2007- 2008 yılında "Karayılan", 2008 "Bir Varmış Bir Yokmuş", 2009-2010 "Kavak Yelleri", 2010-2011 "Bitmeyen Şarkı" ve "İzmir Çetesi" gibi dizilerde ve "Veda" sinema filminde performans göstermiştir. 2009-2011 yılları arasında Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde akşam okulları bölüm başkanlığı yapmış, 2011-2013 yılları arasında ise İzmir Akkademi Tiyatro’da oyunculuk, seslendirme eğitimi vermiş ve yönetmenlik yapmıştır. Erk Bilgiç 2013 yılında Tiyatrohane’yi kurmuştur. Eğitimlerine ve sahne çalışmalarına Tiyatrohane’ de devam etmektedir.

Oyun Künyesi

Yazan: NickRongjunYu
Çeviren-Yöneten: Zeynep Nutku
Sahne Tasarımı: Cenk Oral
Reji Asistanı: Buse Demirel
Işık Kumanda: Mustafa Özer:
Oyuncular: Burak Çimen – Erk Bilgiç
Yapım Sorumlusu: Melike Çerçioğlu Bilgiç
Teknik Destek: Vahap Polat

Burak Çimen Kimdir?

Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İngilizce Öğretmenliği bölümünden mezun olmuştur. İzmir Devlet Tiyatrosu’nda ve Hollanda’da Rast Tiyatrosu’nda “Gülün Öpüşü” oyununda oyuncu olarak görev almıştır. "Şubat", "Fatih", “Diriliş Ertuğrul”, Kış Güneşi” televizyon dizilerinde yer alan Çimen, “BamsıBeyrek” ve “Salur Kazan” isimli televizyon filmlerinde de rol almıştır. Yer aldığı sinema filmleri "10 Adım", "Dabbe 6", "Kaçış" ve "Beyaz Balina"dır. Çimen 2016 yılında provaları başlayan Tiyatrohane Prodüksiyon Tiyatrosu’nun oynadığı “Yalanın Ardındaki” oyunu ile sahne çalışmalarına Tiyatrohane bünyesinde devam etmektedir.

İletişim: Melike Çerçioğlu Bilgiç
0232 422 2631 – 0507 132 2632
www.tiyatrohane.net
bilgi@tiyatrohane.net
Kıbrıs Şehitleri Cad. No:48 Kat:1 D:101-102 Alsancak/İzmir
 

FACEBOOK İLE BAĞLAN