HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

İŞ DÜNYASI -- 18 Ocak 2017

"Turizmdeki Sorunlar Güçbirliğiyle Aşılır"

Magazinizmir
Turizm, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasının lokomotif sektörü olma yolunda son dönemlerde üzerinde durulan en önemli sektörlerden biri.

Turistik amaçlı yatırımlardaki artış, milli gelir içinde turizmin payının yükselişi, hizmet sektöründe öncelikli istihdam alanı haline dönüşmesi, ödemeler dengesine olumlu katkısı ve yabancı sermayeyi ülkeye çekmesi sektörün önemini açıkça gösteriyor.
Ancak tüm bu önemine ve artı değerlerine rağmen sektörün güncel ve çözüm bekleyen sorunları bulunuyor. Sorunların çözümü içinse farkındalığı ve inisiyatifi ele alıp harekete geçmek gerekiyor.

Türkiye'de son dönemde turizm sektöründe görülen ana sorunların kaynaklandığı noktalar hakkında açıklamalarda bulunan Uluslararası Turizm Derneği Eş Başkanı Av. Arsin Demir, Türkiye'nin son zamanlarda çok sayıda terör saldırısı yaşadığını; bu saldırıların turizm sektöründeki gelişimin önünü kesen en önemli etkenlerden biri olduğunu söyledi.
Terörün yanı sıra; özellikle döviz üzerinden vurulmak istenen ekonomik darbelerin de sektöre olumsuz etkide bulunduğunu kaydeden Demir, turizm sektöründeki bölgesellik ve mevsimsellik üzerine kurulu yerleşik anlayışın ve buna bağlı yaklaşımın, son dönemde büyüyen bir sorun olarak ortaya çıktığını dile getirdi.

İyi Bir Kriz Yönetimi Şart

Turizmdeki sorunların tüm kesimler tarafından destek verilerek çözüme ulaşabileceğine dikkat çeken Av. Arsin Demir, "Uçak desteklerinden tutun, emlak, tarım ve bu sektörlerin hepsine destek gelmesi doğrudan turizmle ilgilidir. Faiz indirimi, kredi yapılandırılması ve desteği, sigorta prim ertelemesi sağlanması etkilidir. Turizm her yönüyle ekonomiyle iç içedir. Bu anlamda esnafa işsizlik desteği, çeşitli parasal teşvikler, turizm sektöründe en küçük birimlerde çalışan kişilerin zaman zaman geçim zorluğu çektiklerinde umutlarını keserek sektörü bırakmalarını önleyecek adımlardır” diye konuştu.
Zor dönemlerin her yerde görülebileceğini hatırlatan Demir, bu dönemlerdeki hasarların ancak iyi bir kriz yönetimiyle en aza indirilebileceğini vurguladı.
Türkiye'deki turizm sektörünün kriz yönetiminde başarılı olamadığını öne süren Avukat Arsin Demir, Krizler karşısında ne bir eylem planımız, ne de kullanılacak bir bütçemiz var. Geçmişten beri turizm sektöründeki uzmanlar, birlikler, sivil toplum kuruluşları hep şunu söylüyor; Türk turizminin bir kriz masası olmalı ve bunun etrafında da sektörün tüm kesimleri yer almalıdır" dedi.

Teşvikler Tüm Türkiye'ye Uygulanmalı

Bölgesellik ve mevsimsellik sorununu aşmak için, deniz – güneş - kum turizmi ve güney sahilleri dışında, Türkiye'nin turizm ürünlerinin çok daha çeşitli zengin ve cazip olduğunun vurgulanmasını gerektiğine değinen Av. Arsin Demir, sözlerine şöyle devam etti: "Ürünlerimizi çeşitlendirip yaymamız lazım. Yarı yıl tatillerinde yapılacak düzenlemelerle kış turizmine daha çok katkı sağlanabilir. Genel çerçeveden bakınca, turizm sektöründe yer alanların yapması gereken şey birlik olmaktır; güçlü işbirlikleri kurmak, ticareti ve planlı ve programlı yatırımları artırmaktır. Ayrım yapmaksızın destek ve teşvikler bütün Türkiye'ye uygulanırsa, işbirliği de bütün Türkiye çapında gerçekleştirilebilir, bölgeselliğin önüne geçilmesinin bir yolu da buradan geçmektedir. Bazı bölgelere terör yahut başka sebeplerle turist gitmiyor diye destek verilmedikçe yatırımcı gitmiyor, yatırımcı gitmeyince işbirliği nasıl oluşacak? Ekonomik işbirliği yerelden yurtdışına her cephede işbirliği demektir"

"Türk Milleti Pabuç Bırakmaz"

Türk milletinin, başta turizm olmak üzere; her sektörde Türkiye'nin gelişiminin baltalanması için fırsat bilinip artniyetli kişilerce desteklenen teröre, ve hatta dolar terörüne de pabuç bırakacak bir millet olmadığını kaydeden Demir, şu ifadeleri kullandı: "Ancak realist bakacak olursak da, asayiş ve güvenlik sorunları çözülmeden de turizm zor canlanır. Özellikle de turizm etkinliklerinin yapıldığı alanlarda asayiş ve güvenliğe çok daha fazla özen göstermek, Türkiye'de güvenlik konusunda yaratılmaya çalışılan ümitsizlik halinin oluşmadan çöpe atılmasını sağlayacaktır. Türkiye’nin önündeki en büyük engeller maalesef karamsarlık ve elini taşın altına koymamaktır. Etkili ekonomi hamleleri ve herkesin birbirine desteğiyle büyük yükselmeler sağlanabilir. Birileri bir şey yapmaya başlasın da, sonra biz de yaparız mantığıyla sorun çözülmüyor. Herkes elini taşın altına koyarsa yapacak çok iş var" dedi.
 

FACEBOOK İLE BAĞLAN