İzmirli Tuzu Biberi Ulusal Marka Olmayı Hedefliyor

İzmir Bostanlı’da 9 yıl önce 'O Café' adıyla açılan, daha sonra yoluna ‘Tuzu Biberi’ ismiyle devam eden lezzet durağı, kısa sürede 8 şubeye ulaşmanın mutluluğunu yaşarken, damak tutkunlarının da göz bebeği oldu. 4 kurucu ortaktan Ayhan Güner, Tuzu Biberi’nin, kardeşinin kahvaltı konseptli bir yer açmak istemesiyle hayata geçtiğini anlattı. Fikre sıcak baktığını söyleyen Güner, ilk şubenin 'O Café' adıyla Bostanlı’da açıldığını, 2010’dan bu yana ise yollarına aynı konsept ve doku ile 'Tuzu Biberi' olarak devam ettiklerini belirtti. İzmir’den çıkan ulusal bir marka olmayı istediklerini kaydeden Ayhan Güner, “Ben, kuzenim Ümit Güner, Nehir Sipahi Kayadelen ve Sinan Arslan olmak üzere 4 ortağız. Sinan’ın kendi işi var, sermaye ortağımız. Operasyonel kısmı ben, Nehir ve Ümit birlikte yürütüyoruz. Marka olma yolunda çok emek harcadık ve bugün 8 şubeye ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

İzmir Hedefi 10-12 Şube

4 şubenin franchising, Çeşme, Alsancak ve Karşıyaka’nın ortak iştirak, Bostanlı’nın ise ana firmaya ait olduğunu açıklayan Güner, "Franchising vermeye devam edeceğiz. İzmir’de hedefimiz 10 şube. Duruma göre 12 de olabilir. Bornova, Güzelbahçe ve Menemen’in ardından İzmir’i tamamlamayı planlıyoruz. Belki ileride bir şube de Buca’da olabilir. Franchising şubelerimizden isim hakkı ve cirodan yüzde 2 prim alıyoruz. İşlenmiş ürünleri ve hammaddenin tamamını şubelere biz gönderiyoruz. Bayilerimizi ailemiz olarak görmemiz nedeniyle kurumsal olmaya çalışan duygusal bir firmayız. Bize katılan firmaların da bu aileye uyum sağlaması, emek harcaması, işinin başında olmasına dikkat ediyoruz” diye konuştu.

AVM’ler Bize Uygun Değil

Firma olarak daha çok bahçe konseptli dış mekanları tercih ettiklerinin altını çizen Ayhan Güner, “Balçova Ege Park’ta böyle bir imkan sundular, dolayısıyla tek AVM şubemiz orası oldu. Forum Bornova’da olmayı çok istiyoruz ama yer bulamıyoruz” dedi. Yerel ve özel tatlar sunan kahvaltı ağırlıklı bir mekan olduklarını hatırlatan Güner, Tuzu Biberi’nde alışılagelen lezzetleri değiştirmemeye çalıştıklarını paylaşarak, şöyle devam etti: “Aslında bizim majörümüz kahvaltı. Ağırlıklı Ege olmak üzere yerel ve özel tatları sunmaya özen gösteriyoruz. Reçel ve çemeni kendimiz üretiyoruz. Ürünlerimizi seçerek alıyoruz. İlk günden bu yana zeytin, peynir, reçel ve balı hiç değiştirmedik. Standardı bozmadık. Çünkü müşteri bir standarda alıştığında her geldiğinde aynısını istiyor. Daha iyisini de verseniz ‘bozdu’ diye düşünebiliyor."

Çok Özel Lezzetler Sunuyoruz

Kahvaltı konseptli olmalarına rağmen geniş menüye sahip olduklarını vurgulayan Ayhan Güner, ekledi: "Kahvaltıda ekstrem ürünlerimiz, kendi özel tatlarımız var. Karadeniz’in meşhur mıhlamasını Ege’nin peyniri ve yağıyla yeniden yaptık. Çok beğenildi ve fenomen bir ürün oldu. Atom var, isminden de anlaşılacağı gibi içinde çeşitli malzemeler barındıran ağır bir ürün. Mega omletimiz meşhur. Ayvalık tostunu da ‘Cinayet Sebebi’ adıyla kendimize özgü tarzla yapıyoruz, çok beğeniliyor. Gevrek her şubemizde standart. Her şubede yok ama pişiyi 6’sında ücretsiz sunuyoruz. Girit mutfağından zeytinyağlılar yapıyoruz. Ege’nin avantajına sahip olarak günlük yaklaşık 25 çeşit zeytinyağlı ürün çıkıyor. Hem popüler, hem de sağlık açısından tercih ediliyor. Sıcak olarak da ‘mangal konsepti’ adını verdiğimiz et ürünlerimiz var. 3 çeşit köfte (acılı, kaşarlı, sade), 2 çeşit tavuk, kuzu şiş, kuzu kaburga, kuzu pirzola, antrikot, parmak bonfile, dana bonfile, dana lokum, karışık ızgara gibi çeşitlerle misafirlerimize hitap ediyoruz. 2 tip Tuzu Biberi var. Biri plus olan Çeşme ve buranın menüsü hiçbir şubede yok. Ekstra olarak makarnalar, deniz mahsulleri, peynir tabağı var. Diğer şubeler ise standart menüye sahip." dedi.

Krizden Çok Etkilenmedik

Geçen yılı hedeflerinin üzerinde kapattıklarını söyleyen Güner, şunları kaydetti: “Piyasada ciddi kriz yaşanmasına rağmen İzmir’de kendi adımıza en az etkilenen markalardan biri olduğumuzu söyleyebilirim. Markayı büyütebildiğimiz kadar büyütmeye çalışacağız. Ama bunu yaparken sağlam adımlar atmamız gerekiyor. Çünkü çok kırılgan bir sektörde hizmet veriyoruz. Müşteri bir kere ‘bozdu’ ibaresini yapıştırdığı zaman toparlamak çok zor oluyor. Standardı koruyup sağlam adımlarla büyümeyi hedefliyoruz. Türkiye çapında şubeleşme planlarımız var. Bunun için de emin adımlarla çalışıyoruz. İzmir’de doğup büyüyen bir markayı ulusal marka haline getirmeyi arzu ediyoruz.”

'Mis Gibi' de Çok Tuttu

Her şubede ortalama 17-18 personel çalıştırdıklarını dile getiren Ayhan Güner, “Izgara üzerine fast food hizmeti veren alt markamız Mis Gibi ile birlikte toplamda 200 kişilik bir ekibiz. Mis Gibi’de de 4 şubeyle ekonomik, kaliteli ve lezzetli ürünler sunuyoruz. Olmazsa olmazımız kalite ve standart. Çok ucuz olduğumuzu söyleyemem ama çok da pahalı değiliz. Aldığınız hizmet, yediğiniz yemek ve lezzet denklemine baktığınız zaman uygun diyebiliriz. Aslında minimum karlarla çalışıyoruz. Kalite-fiyat dengesine dikkat etmeye çalışıyoruz. Fiyatları aşağı çekmek için kaliteden hiçbir zaman ödün vermiyoruz. Gerekirse kar marjımızdan ödün veriyoruz” diye konuştu.