HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Besey Üstel

MAKYAJIN TARİHÇESİ

Magazinizmir

Makyaj ilk nasıl ortaya çıktı? 
Kim bu mucizevi buluşun sahibi? 
Yoksa makyaj kadınların tabiatına mı ait?

Makyaj doğal olarak çok eskilere dayanıyor. İlk kanıtı ise M.Ö. 4000 yılında Eski Mısırda ortaya çıkmıştır. Ilginçtir ki Mısırlıların makyaj yapma sebebi hava koşullarından korunmak içinmiş.Vücutlarina çeşitli kremler kullanan Mısırlıların amacı ciltlerini nemlendirmek ve çeşitli dezenfekte yöntemleri ile de böcekleri vücutlarından uzak tutmakmış.

Eski Mısıra ait büstlerde hem kadınlarda hem erkeklerde gözlerdeki makyaj dikkat çekmektedir.Gözleri için sürme kullanıyorlardı.FRansiz araştırmacılara göre Mısırda kullanılan sürme, mısırlılara kattığı etkileyici güzelliğin yanı sıra enfeksiyonlara karşı koruyor ve göz hastalıklarının tedavisinde kullanılıyordu.

Binlerce yıl önce eski mısırlıların kurşun esaslı maddeleri göz makyajı da dahil kozmetik alanında kullanılıyormuş.Bazı mısırlılar bu makyajin sihirli olduğuna makyaj yapılan kimsenin Horus ve Ra gibi tanrılar hastalıklara karşı korunacaklarina inanıyordu.Eski mısırda özellikle önemli sayılan insanlar makyaj malzemeleri ile birlikte gömülülermiş.

Bir diğer ilk de Çinlilerden gelmiştir. Bir kozmetik ürünü olan okeyi çinliler bulmuştur. Arıların balmumu,jelatin,damlasakizi ve yumurta beyazı gibi karışımlarla ojeyi üretmişlerdir.

Çinde tırnaklara sürülen renklerim özel anlamları vardı. Gümüş ve altın rengi ojeleri sadece imparatorluk hanedanı kullanabilirdi. Çinlilerin oje kullanımına başladığı zamanlarda mısırlılarda elleri için kına kullanmaktaydılar.

Japonya da makyaj kültürü ise "Geyşa" larla gelmiştir.Antik japonya da yüzü ve sırtı beyazlatmak için pirinç unu ve kuş kakası,  dudakları ve göz diblerini renklendirmek için "safran çiçeği" tozu kullanılırmış.Özel törenlerde ise dişlerini "Ohagura" isimli özel siyah boyalarla boyadiklari biliniyor. Çünkü geyşalarin  toplum içinde dişlerini gösterecek kadar gülmeleri hoş karşılanmadığı için bu boya ile gülmeleri engellenmiş.

Antik Hint kültüründe ise makyaj yapmak ibadet etmenin, tanrılara yaklaşmanın, tanrının istediği gibi olmanın ve güzellik çakralarini açmanın bir yolu olarak düşünülürdü.Hint sürmesi olarak bilinen "Kajal" Afrika ve Ortadoğuda kullanılanlardan farklı olarak kömür ve kurşun yerine "sandal ağacı " ve "hintyağı " içeriyor.Genç, yaşlı bütün kadınlar "kajal" uygularken,  kız bebeklere bile makyaj yapıldığı biliniyor.

Antik Yunan da işe açık ten rengi soyluluğun simgesi olduğu için kadınlar ten rengini açmak için "beyaz kurşun" kullanıyormuş. Cildi nemlendirmek için "bal" ,parlak bir cilt için" zeytinyağı " kullanılıyormuş. Dudakları hafifçe renklendirmek ve bakım yapmak için "demirtozu, balmumu ve zeytinyağı " karışımı , elmacık kemiklerini hafifçe renklendirmek için "kırmızı biberle karıştırılmış zeytinyağı " ,göz üstü makyajı için ise "ağaç kömürü ile karıştırılmış zeytinyağı " kullanılıyormuş.

Modern makyaj ise , asıl "sinema" nın etkisi ile 1920'ler de popülerleşti. Sinemanın bulunuşu ve renkli film yönetiminin geliştirilmesi,  kozmetik endüstrisi açısından bir dönüm noktası oldu.

Birinci Dünya Savaşı'nin da kozmetiğin yaygınlaşmasında önemli rol oynandığı düşünülüyor. 1910'ların sonunda kadınlar hem toplumsal hem de ekonomik açıdan özgürlesmeye başladılar. 

İkinci Dünya Savaşı sırasında naylon çorap kıtlığı nedeni ile çıkan "bacak makyaji" modasının ardından,  1950'ler de bronzlaştırıcı ürünlerin reklamlarında artış oldu. 1960'lar da hem "takma kirpik"lerin hem de "doğal " kozmetik ürünlerinin popülerliğinde artış oldu. 1970'ler de ABD' de soyu tükenmekte olan canlıları koruma yasasının yürürlüğe girmesi ile belli bitkilerin kozmetik üretimi İkinci Dünya Savaşısırasınd naylon çorap kıtlığı nedeni ile çıkan “bacak makyajı” modasının ardından, 1950’ler de bronzlaştırıcı ürünlerin reklamlarında artış oldu. 1960’lar da hem “takma kirpik”lerin hem de “doğal” kozmetik ürünlerinin popülerliğinde artış oldu. 1970’ler deABD’de soyu tükenmekte olan canlılara koruma yasasının yürürlüğe girmesi ile belli bitkilerin kozmetik üretiminde kullanılması yasaklandı.sonraki yıllarda hem teknolojide ki ilerlemeye hem de kozmetik pazarının doymak bilmeyen açlık duygusuna bağlı olarak çok daha karmaşık ve çeşitli ürünler üretilmeye başlandı.


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN