HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

SAĞLIK -- 30 Haziran 2015

Kanser ve Doğru Beslenme ( Dr. Mustafa Yaşar )

Magazinizmir
Önce zarar verme, Önca fayda sağla sloganı ile doğa ve teknolojiyi İnsan sağlığı için birleştiren Dr. Mustafa Yaşar'ın Kanser ve Doğru Beslenme ile ilgili önerileri tedavi sürecinde size yardımcı olacaktır.

Normalde hücreler belli bir kontrol altında, ihtiyaca göre bölünerek çoğalırlar. Hücreler bir taraftan programlı ölüm ya da “apoptozis” denen olay ile yok olurken, diğer taraftan da büyüme faktörlerinin etkisiyle çoğalır. -

Büyüme faktörleri normalde DNA’daki çeşitli genlerin etkisiyle oluşan proteinlerdir. Bu genler endojen ve/veya ekzojen sebeplerle değişime uğrayarak hücrelerin aşırı büyümesine sebep olurlarsa, o zaman kanser oluşur ve hücreler kontrolsüz çoğalarak vücuda zarar vermeye başlar.

 

 

 

Kanseri oluşturan sebepler

Güneş ışığına ve radyasyona maruz kalma, meslek gereği bazı kimyasallara (alüminyum ürünleri, boya malzemeleri, tiner, mobilya üretim malzemeleri) maruz kalma, düzensiz kullanılan ilaçlar (östrojenler, ağrı kesiciler), gıdalar ile aldığımız mantarlar ve küfler, liften yoksun yağlı beslenme, alkol, sigara, virüsler (Herpes, Hepatit B-C), çağımız hastalığı stres ve hareketsiz yaşam, hormonal düzensizlikler başlıca kanser sebepleri arasındadır. Tabii ki bu etkenlere maruz kalma ve süresi önemlidir.

 

Kanserde ne yapılması gerekir?

Öncelikle kanser hastaları, kanser sebeplerinden uzak durmalıdır. İyi bir teşhis, tanı ve tedavi programı uygulanmalıdır. Kanser teşhisi konulduktan sonra tedavi programları onkoloji hekimleri tarafından uygulanır. Bunlar; Kemoterapi, Radyoterapi, Cerrahi ve tamamlayıcı tedaviler olarak sıralanabilir. Kanserli hastaların beslenmesinde bazı ayrıcalıklar olmasına rağmen önemli olan doğru ve dengeli beslenmedir. Ailesel kanser öyküsü olanlar daha da dikkatli olmalıdır.

 

Kanserde doğru beslenme; hem hastalık kaynaklarından uzak durmak hem onkolojik tedavinin yan etkilerini minimize etmek hem de tedavi kalitesini artırmak için gereklidir. Unutmayalım ki “sadece beslenmenizi düzenleyerek kanser tedavisini başaramayız”, mutlaka tedavi gereklidir. Destekleyici doğal ürünlerin kullanımı mutlaka doktor tarafından düzenlenmelidir; aksi takdirde fayda yerine zarar görebilirsiniz.

 

Kanserli hastalardaki beslenmede, aldığı tedavide kaybettiklerini yerine koymak ve kanserden koruyucu beslenmeleri öngörülür. Lifli gıdalar alınmalıdır. Lifli gıdalara yeni alışıyorsanız ilk birkaç gün rahatsız edebilir, fakat daha sonra alışırsınız.

Hastanın ihtiyacına göre karbonhidrat, protein, yağlar, mineraller ve vitaminler belirlenir. A, E, C ve Beta karoten antioksidan vitaminler olarak bilinir ve serbest radikal dediğimiz saldırgan toksik bileşikler ile savaşır. Bu bileşikler kanser oluşumunda ve vücut toksisitesinde önemlidir. Bu nedenle söz konusu vitaminlerin hayatımızda yoğun bulunması bize destek olacaktır (hem kanser oluşmamasında hem de kanser tedavisi esnasında).

 

Gıda alımında tahıllar birinci sırayı, sebze ve meyveler ikinci sırayı, et, süt ve bitkisel proteinler ise üçüncü sırayı alır. Şeker ve yağları sonlara atıp uzak durmaya çalışırsak bu da bizim için bir destek olacaktır.

 

Özellikle kanser hastaları su ile dostluğu bırakmamalıdır. Çünkü hücrelerin yenilenmesinden toksik atımların düzenli yapılmasına kadar her aşamada su gereklidir. En iyi içecek sudur, bol şekerli, kolalı, gazlı ve kafein içerikli sıvıları azaltmalıyız.

 

Ana öğünlerde aşırı yememek, ara öğünler oluşturmak, bu ara öğünlerde de yoğurt, salatalık, domates, havuç, fındık, fıstık gibi hafif içerikli şeyler yemek yerinde olacaktır. Çünkü kan şekerinde ani iniş çıkışlar yaşamayacak ve böylece kendimizi aç ya da yorgun hissetmeyeceğiz. Ana öğünlerimizde liften zengin karbonhidratlı gıdalar yeterli miktarda alınmalıdır. Özellikle karbonhidratlı gıdaları alırken çok çiğnememiz gerektiğini unutmayalım.

 

Ağır gıdalardan; beyaz ekmek, yağlı yiyecekler, gaz yapanlar (fasulye, bezelye, nohut gibi) alkol, çay, kahve, çiğ gıdalar, aşırı acı veya ekşi gıdalar, çok tuzlu, çok sıcak ürünlerden uzak durmalıyız. Özellikle bulantıların olduğu dönemde az az yenmelidir, ağır yağlı gıdalardan uzak durulmalıdır. Fazla keskin kokulu gıdalar alınmamalı, içecekler yemek esnasında değil, yemek aralarında (yemekten 1 saat sonra) alınmalıdır.

 

Tatlı, yağlı ve baharatlı gıdalardan sakınılmalıdır. Yutma güçlüğü olan hastalar, sıvı gıdalar, çorbalar, sütlaç, muhallebi, yoğurt, patates püresi alabilirler. Gazlı içeceklerden uzak durulmalı, taze sıkılmış meyve suları tercih edilmelidir. Bazen ekşi gıdaların alımı iştahı açabilir.

 

İshal olunduğunda bol selülozlu gıdalardan, baklagillerden, lifli besinlerden uzak durmalıyız; elma ve muz ezmeleri yenebilir. Bol su alınmalı, kaybedilen sıvı yerine konulmalıdır.

 

Kabızlık varsa lifli gıdalara ağırlık verilmeli; günlük lif alımını 50 grama, sıvı alımını da 2,5 - 3 litreye çıkarmalıyız. Bol su almak şartı ile kepek de kabızlıkta destekleyicidir. Kanser hastalarındaki kabızlık, hem hastanın kliniğini hem de hastalık seyrini ciddi olarak etkiler. Kabızlıkta fasulye, brokoli, kereviz, mercimek, bezelye gibi sebzeler; kayısı, incir, armut gibi meyveler; buğday, pirinç, mısır, çavdar gibi kabuklu tahıllar yenmelidir.

 

Gıdalar az az ve sık tüketilmelidir. Taze ürünler tercih edilmeli, saklanırken de özenle saklanmalıdır. Gıdalar vitamin ve mineral değerleri kaybedilmeden pişirilmeli, doğal ve organik ürünler tercih edilmelidir. Yağlı gıdalar ikincil plana alınabilir. Taze kepekli gıdalar alınmalıdır. Izgara yaparken direkt kömür ateşi ile temastan uzak durulmalıdır. Gıdalarda bitkisel besinlere ağırlık vermeliyiz; bitkisel besinlerde vitamin ve minerallerin yanı sıra ikincil besin maddeleri, lifler ve mayalar vardır.

 

 

İkincil besin maddeleri

Yaşamsal önemi olmayan, fakat sağlığımızı korumada rolü olan maddelerdir. Sağlığımıza katkıları konusunda araştırmalar devam etmekle birlikte; kan şekeri ve kolesterol seviyesini ayarlama, immün sistemi destekleme, serbest radikalleri temizleyici, antioksidan ve antikanserojen etkileri tespit edilmiştir.

 

Karotenoid

Sarı, turuncu ve yeşil sebzelerin renk maddeleridir; en çok kuru kayısı ve lahanada bulunur. Kaynakları arasında şeftali, karnabahar, havuç, brokoli, domates, ıspanak diğer sebze ve meyveler yer alır. Antikanserojen etkisi vardır ve immün sisteminizi güçlendirir. Çiğ tüketim, bu etkiyi en üst düzeyde elde etmeyi sağlar.

 

Flavonoid

Sarı, kırmızı, mor ve mavi meyve ve sebzelerin kabuklarında bulunan bu maddenin antikanserojen, antitrambotik (pıhtılaşmayı önleyici), immün sistemini güçlendirici etkileri vardır. Kiraz, çilek, domates, kırmızı lahana, patlıcan ve soğan gibi gıdalarda bulunur. Flavonoid kabuklarda var olduğu için, meyve ve sebzeleri kabukları ile yemek daha etkili olacaktır.

 

Proteaz - Baskılayıcılar

Antioksidan, immün sistemi destekleyen, kan şekerini ve basıncını ayarlayan bu madde proteinden zengin gıdalarda (fasulye, nohut, soya) bulunur.

 

Fenol asidi

İmmün sistemimizi destekleyen bu maddeler bitkilerin zarlarında, kabuk kısımlarının hemen altında bulunur. Bu nedenle patates kabuğu ile birlikte pişirilmelidir.

 

Glukozinolat

Kiraz, kırmızı turpta ve kıvırcık salatada bol bulunur. İmmün sistemi destekleyici ve antikanserojendir.

 

Saponin

Kolesterol düşürücü ve antikanserojen (özellikle kalın bağırsak) etkisi olan bu madde kuru bakliyatta bol bulunur (örn. soya fasulyesi). Mercimek dışındaki bakliyatın bir gün önceden suda bekletilmesi gerekir.

 

Fitoöstrojen

Soya fasulyesi ve keten tohumunda bol miktarda bulunan bu maddenin özellikle menopoz döneminde alınması önemlidir.

 

Terpen

Aroma maddesidir (limon, kimyon, nane kokusu gibi). Sigaranın toksisitesini azaltır.

 

Fitosterin

Hayvansal kolestirinle aynı yapıdadır; soya, fındık ve ayçiçeğinde bulunur. Kolesterolü düşürücü ve antikanserojen etkisi vardır.

 

Sülfit

Soğan, sarımsak, pırasa gibi bitkilerde bulunan kükürtlü maddelerdir. Antikanserojendir. İmmün sistemi destekler; kan basıncı ve kolesterolü düzenler.

 

Lifli maddeler

Bitkilerin hepsinde bulunur. Kalori değeri olmayan, sindirilemeyen besin maddeleridir.


Read more at http://www.drmustafayasar.com/Yazilar-Detay/kanser-ve-dogru-beslenme#cEV6YU0CyidvDvee.99

FACEBOOK İLE BAĞLAN