ARTIK GECE İŞLERİNE SON NOKTAYI KOYDUM ŞÜKÜR!

Öyledir öyle olmasına ama inanın bana,bu işin içine girmeden asla ne denli zor olduğunu kimse ama kimse bilmez,bilemez. İşletmesinde yer aldığınız mekanın müşterilerle dolduğunu görmek,iyi cirolar yaptığını görmek,insanların dilinde devamlı o mekanın isminin telaffuz edildiğini görmek sizi çok mutlu eder. Hatta en büyük haz; mekan full olunca "kusura bakma inan ki yerimiz yok" diyebilme hazzıdır.


Mecburiyetten de yaparsınız kimi zaman,daha çok para kazanabilmek umuduyla. Ancak günden güne harap düşen bedeniniz tıpkı benimki gibi zaman içerisinde error sinyali vermeye başlar. Ve işte bu sebepten dolayı artık ben,eğitimini aldığım,aslında yedek işlerimden de biri olan pr,reklam,medya satın alma,kurumsal danışmanlık işlerimi daha da profesyonelliğe döndürmeye karar verdim. Arkadaşlarıma yeni iş hayatımdan bahsederken "nihayet normal insanlar gibi bir iş düzenindeyim" diyebilmenin büyük mutluluğu içindeyim kısacası:)


Artık bu saatten sonra bütün mekanlar benim şekliyle canımın her istediği mekana gidebileceğim ve gönlümce eğlenebileceğim hele şükür...

Kısacası artık markanızın web tasarımından,kimlik oluşturulmasına,logosuna,basındaki stratejik planlamanıza,medya satın almanıza,sosyal medya takip ve desteğinize kadar hizmetinizde olacağım. Bunun yanında bayii toplantısı,eventler,lansman veya kongrelerinizde de çalacağınız kapının ardında Twitt_perisi olacak.
İşte magazin izmir'de yine şirketimiz bünyesinde varolan, İzmir'liler tarafından adeta bir rehber olarak benimsenen keyfli ve aktüel bir site haline geldi.
Bende bu sitede her hafta yazılarımla,ropörtajlarımla,haberlerimizle performans göstereceğim. Umarım beğenirsiniz:)

Bir yazı yazmam gerektiğinde anında bir konu gelmiyor insana. Bu şarkı sözünü de he diyince yazamadığınız gibi birşey oluyor. Sabahtan beri düşünürken ne yazsam acaba diye,instagram ve twitter bağımlılığı sebebiyle bir türlü konsantre olamadım desemn yeridir.
Bir zamanlar Facebook'tu,sonra yerini Twitter aldı ve şimdi de instagram....


Daha da neler çıkacak bilemiyorum ama,daha da türerse; artık ellerimizden telefon asla ve asla düşmeyecek gibi görünüyor. İnstagram'da yediğimi,içtiğimi veya ayaklarımı paylaşmaktan ziyade ben; güzel sözleri olan postları,veya kendi hazırladığım postlar,çektiğim değişik fotoğrafları paylaşmayı tercih ediyorum..
İşte derken sabah bulup paylaştıgım bir postta yazan kısacık bir cümle geldi aklıma. Şöyle yazıyordu "SEVİYORSANIZ,SAHİPLENİN" Yazıyordu.
Bu kısacık,aslında hepimizin bildiği,ama malesef kimi zaman uygulamasında sıkıntı yaşadığımız cümle aslında ne çok önem taşıyordu bilen biliyordu,anlayabilen anlıyordu.
Günümüzde ne acıdır ki belli bir stratejik plan içinde yürüyen tamamen ucuzlamış olan ilişkilerde ne yazık ki "sahiplenmek" her yiğidin harcı da olmuyor.
Çabuk tüketilen ilişki anlayışı söz konusu oluyor malesef. Küçük bir çocuğun oyuncakçıda görüp almak için 40 takla atıp o'oyuncağı elde ettikten sonra bir kenara bırakıp bir daha yüzüne bakmaması gibi birşey oldu neredeyse.


Eskiden annelerimizin babalarımızın birbirine belki de sevgiden önce duyduğu saygı,bu günlerde artık yok denecek kadar az....
Bir kadın sahiplenilmek ister derken bu; evsiz, barksız, güçsüz,aciz olduğundan değildir kadının. Kadın bence zaten erkekten daha güçlüdür daima. Dimdik durandır hayata karşı.


Ama kadın hassastır, kadın; düşünülmek ister,ilgi ister,sahiplenildiğini hissetmek ister. İlgi görmediği adamdan soğur,itiraf etmeliyim ki ben kendi açımdan böyleyimdir.
Aslında demişler ya "kadın çiçektir" diye.. İşte durumun da özeti bu zaten. İlgi ister deme sebebim de bu zaten. Nasıl çiçek solarsa,kadın da soğur:))


bu haftalık da bu kadar...

Herzamanki sloganımla veda ediyorum

"sağlığınız,huzurunuz yerinizde,sevdikleriniz dibinizde,paranız cebinizde olsun"

  • PAYLAŞ:
YORUM YAP