Boşanmış Erkekler Zinciri Kopmuş Köpek Gibi midir?


BOŞANMIŞ ERKEKLER ZİNCİRİ KOPMUŞ BİRER KÖPEK GİBİ MİDİR?

Senelerdir hem gözlemledim,hem çok ama çok yakınlarımdan test ettim onaylıyorum. Evet boşanmış erkekler sudan çıkmış balık veya zinciri kopmuş köpek gibi bir oradan oraya savrulma durumu yaşıyor. Nedenine gelince; genellikle uzun seneler süren ve genç yaşlarda başlayan bu evcilik oyunu sonrasındaki yanlız kalış... Ve tek kalmaktan aslında pek hoşlanmayan erkeklerin muhakak arkasını toparlayacak bir de kadına gereksinim duyması gibi geliyor hep bana.
Boşanınca "yaşasın özgürüm" naralarıyla kendini sokaklara atan erkek, karşısına çıkan her ince belli kıvrımlı objeyi kadın görebilecek kadar niyeti de bozabilir. Mesela ince belli çay bardağı:) Şaka tabi öylesini görmedim de, ama olabilir tabi.

Özellikle ilk boşanma sonrası süreç içerisinde, neredeyse hergeceyi sokaklarda erkek arkadaşlarıyla dağılarak geçiren erkek, genellikle 3 ay sonrasına bir durup, ne yapıyorum ben dediği de olur. Hele ki bir de boşandığı eşinden ortak çocuk da varsa; o' zaman daha bir vicdan yaptığı da görülmüştür. Ama görülmediği ve senelerce de bu yaşama devam ettiği de vardır çevremizdeki örneklerde. Şimdi bu kadar ezikledikten sonra biraz da erkek gözünden anlamaya çalışarak devam etmek istiyorum yazıma...

Onun da işi zordur elbette. Yepyeni bir hayat,alışık olduğu düzenin sona erişi. Evde tek başına filminin çevrilmesi. Ha bu evde tek başına yaşam esnasında muhakak evinizi kendi evi haline getirmiş,yanınızdan hiç ayrılmayan,bir başka erkek arkadaşınız,kankanız vardır. Ki o'mutlaka hiç evlenmemiştir,evlilik nasıl birşeydir bir fikir sahibi değildir,hele ki evlat nedir onu zaten hiç bilmez. Ama o hep sizinledir.. "Gel kanka ya çıkarız akşam,rakı balığa gidelim,akşam hangi cluba gitsek?, yeni bir kız düşürdüm internetten oğlummmm!Hem de yakın kızarkadaşı da varmış" gibi gibi bilimum dahiane geçici kafa dağıtma çözümleriyle gelir.

Hatta bazen bu gezmelerin,tozmaların sponsoru da siz, yani yeni boşanmış erkek olur. Bulunmaz nimetsinizdir yani. O kanka, hiç "yahu bu herifi karısıyla barıştırmaya çalışsam mı? veya yazık oldu gül gibi yuvasına" diye hiç düşünmez... AAA Bu arada kocasını aldatarak evliliğinin bitmesine sebep olan,veya bencil,kocasının parasından başka hiçbirşey düşünmemiş olan kadınları bu yazıdan ayrı tutmak istiyorum. O kadınlara herşey müstahak.

Aslında benim değinmek istediğim; erkeklerinde yuvası dağılınca acısını,bunalımını kendisini sokaklara atarak da çıkartmaya çalışabileceğidir. Kınamamak lazım. Ama bu demek değil ki etrafta zinciri kopmuş köpek gibi oradan oraya dolanırken; karşısına çıkan ucuz yollu veya efendi hemcinslerimin de kafasını karıştırma hakları olsun. Sanırım boşanmış erkekler daha bir bencilleşiyorlar. Gaddar olabiliyor,sanki normalde hiç değillermiş gibi:) Bak bak erkekleri yer göğe sığdıramadım görüyor musun bak?....

Ne ister boşanmış erkek? yine hayatını düzene sokmak ister mi? yoksa aldatarak boşandıysa zaten eşinden,huylu huyundan vazgeçmeyecek mi yine? karşısına çıkan,belki de hayatına alacağı kadını da aldatacak mı demek oluyor bu? amannn ne bileyim... Tek diyeceğim şu ki; boşanmış bir erkekle karşı karşıya gelirsek; mümkün olduğunca iyi tanıyarak yelken indirmeliyiz. Yoksa fırtınaya kapılıp alabora olabilme olasılığımız yüksektir.

Boşanmış kadına da,boşanmış erkeğe de hakikatten şans diliyorum.. Boşanmış kadınlar,boşanmış erkeklere nazaran genellikle daha zor bir yaşam sürmektedirler. Boşanmış bir kadın olarak yaşamak bu devirde bile halen zordur. Erkek her devir de nesilden nesile "elimin kiri" atarım imzayı, boşarım karıyı" şeklinde diyalogları çokca da kullanabilir. Boşanmış bir kadın gerek namus kavramından, gerek hele ki çocuk varsa o zorluklardan, hayatına sokacağı adamı çok ama çok dikkatle seçmelidir. Yoktur onun karambole midesine kelebek kaçtığı andaki adamı koluna takabilme lüksü malesef..

Evlilik yürümüyorsa elbette bitirilmelidir. Çocuklu veya çocuksuz... Neticede zaten çocuk için yürüyen huzursuz evliliklerde,darbeyi alan,travmayı yaşayan yine evlatlar olmuyor mu?

Hoş bittikten sonra da iş anne ve babaya düşüyor,evlatlarının her iki tarafında eksikliğini hissetmeden yetişebilmesi açısından... Neyse işte bu haftalık da benden bu kadar..
Dilerim her iki özgür taraf da yaşadığı hayatın tüm travmatik izlerini başkalarının ahını almadan yaşar...


Sevgiler;

"Sağlığınız,huzurunuz yerinde,sevdikleriniz dibinizde,paranız cebinizde olsun"
Twitt_perisi

twittperisi@magazinizmir.com 


 

  • PAYLAŞ:
YORUM YAP