Öfke Nedir? Öfkenin Psikolojik Boyutu ve Öfke Kontrolü

Herkes öfkelenir, bu çok kolaydır.
Fakat doğru zamanda, doğru yerde, doğru ölçüde, doğru kişiye, doğru şekilde öfkelenmeyen insan erdemli sayılmaz. Aristoteles

ÖFKE NEDİR?
Ülkemizde öfke problemi olan bireylerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Buna bağlı olarak da öfke problemi yüzünden ortaya çıkan şiddet olayları da günden güne büyük bir hızla artmaktadır. Bu yazıda öfkeli bireylerin bilişsel yetersizliklerinin saptanması ve buna uygun öfke kontrolü geliştirilmesine yardımcı olmayı amaçlamaktayım.
Öfkenin duygusunu insanların içlerinde tutmayıp dış çevrelerine yansıttıkları zaman ortadan kalkacağı görüşü yaygın bir halk inancıdır. Bu ve bunun gibi pek çok yanlış inanç, zaten kontrol edilmesi zor bir duygu olan öfkenin uygunsuz şekilde dışa vurulmasına ve çocukların birbirlerine zarar vermesine yol açmaktadır.
Öfke bir duygudur. Öfkenin değişik tanımları vardır. Bunların hepsini inceleyip zihnimizde daha kapsamlı bir harita çizmemiz öfkeyi anlamamız açısından faydalı olacaktır;
 “Gerçek veya hayali bir zarar görme sonucunda ortaya çıkan intikam ve cezalandırma itkilerinin de sıklıkla refakat ettiği kuvvetli bir memnuniyetsizlik hissidir.”

 “Engellenme, saldırıya uğrama, tehdit edilme, yoksun bırakma, kısıtlama vb. gibi durumlarda hissedilen ve genellikle neden olan şeye ya da kişiye yönelik şu ya da bu biçimde saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen oldukça yoğun olumsuz bir duygudur.”

 “Bireyin hem kendisini, hem yöneltilen kişiyi, hem de çevredeki diğer insanları rahatsız eden şiddetli ve olumsuz bir duygudur.”

Bu tanımlardan yola çıkarak Öfkenin istenmeyen bir duygu olduğunu, bireyin bir engellenme yaşadığı (veya yaşadığını düşündüğü) zaman ortaya çıktığını, bireylerin bu duygudan kurtulmak için farklı yöntemlerinin olduğunu söyleyebiliriz.

 


ÖFKENİN DAVRANIŞSAL BOYUTU
Öfke(anger) ve saldırganlık (aggression) kavramları sürekli bir arada kullanıldığından, bu kavramlar eş anlamlı olarak algılanmakta ve birbiriyle karıştırılmaktadır.
Saldırganlık başkalarını incitmeyi amaçlayan her türlü davranış ya da eylemdir. Yani öfke bir duyguyu saldırganlık da bir davranışı ifade etmektedir.
Öfke saldırganlığı ortaya çıkarır ve saldırgan davranışlar kişinin hissettiği öfke duygusunu azaltmak yerine daha da artırır. Öfkenin geçmesi zamanla veya başka bir eylemle de olur. Saldırgan bir olay sonrasında azalması sadece yaygın bir halk inanışıdır.

ÖFKELİ İNSAN
Asıl sorulması gereken soru; Öfke problemi olan insanlar diğer insanlardan düşünce, tutum, davranış… gibi psikolojik boyutlarda birbirlerinden farklılaşıyorlar mı? Günlük hayatta sıradan ilişkilerde normal, sorunsuz bir olay yaşarken öfkeli insanları diğer insanlardan ayırt etmek mümkün olmaz. Ancak bir engellenme yaşadıkları zaman bu insanları ayrıt edebiliriz. Engellenme denen yaşantı, diğer insanlarla ; “görüşlerin ters düşmesi durumu, tutumların ters düşmesi veya kişiye karşı olması durumu, fiziksel veya psikolojik bir saldırı durumunda, olumsuz imalar yapılması durumunda, bireyin istediği bir şeyi elde edememesi durumunda, bağlandığı kişi veya kişilerce güvensiz bir durumda bırakıldığı zamanlarda, ya da herhangi bir herkesi öfkelendirecek bir olay yaşadığında diğer insanlara göre orantısız bir öfke ve saldırganlık durumları yaşarlar.” Genel olarak bakıldığında öfkenin bireye yapılan veya bireyin onu “haksızlık” olarak yorumladığı durumlarda ortaya çıktığını söyleyebiliriz.

Peki bu neden böyledir?
Bu bireyin geçmiş yaşantılarından kaynaklanıyor olabilir. Bunların su yüzüne çıkarılması öfkeyi azaltabilir ancak biz bu yazıda öfkenin bilişsel boyutu üzerinde duracağız.

ÖFKENİM BİLİŞSEL BOYUTU

Öfkeli insanlar engellenme yaşadıkları bir olay karşısında öfke problemi olmayan insanlara kıyasla;

1- Karşılarındaki kişilere daha çok düşmanca atıfta bulunurlar.
2- Var olan problemi çözmek için daha az sayıda çözüm üretirler.
3- Saldırgan çözümleri daha çok üretirler.
4- Ürettikleri çözümün sonuçlarını iyi değerlendiremezler.
5- Sosyal hedeflerini belirlerken karşılarındaki kişiyi önemsemezler.

1- DÜŞMANCA ATIF: Öfkeli bireyler karşılarındaki kişilerle iletişim kurarlarken bazı belirsiz veya bazen olumlu bile olan sözel veya sözel olmayan ipuçlarını genellikle olumsuz algılama eğilimindedirler. Örneğin; biri öfkeli kişiye onun için iyi olabilecek bir şey söylediğinde öfkeli insan “benim kötülüğümü istiyor, beni ezmek istedi, beni küçümsedi, beni yok saydı…” gibi algılamaktadır. Yapılması gereken bireye belki kendisinin iyiliğini düşündüğü veya kendisine karşı olumsuz bir düşüncesi olmadığı anlatılırsa düşmanca atıfta bulunma eğilimi azalabilir.

2- ÇÖZÜM ÜRETME: Öfkeli bireyler bir engellenme yaşadıklarında akıllarına bu sorunu çözmek için çok az çözüm getirirler. Örneğin biri ona hoşlanmadığı bir şey söylediğinde karşıdakine sadece sözel olarak saldırmak, sadece fiziksel olarak saldırmak …. Gibi tek bir çözüm gelir. Bütün durumlara karşı tek bir çözümü vardır ve aklına başka çözümler gelmez. Halbuki “hiç cevap vermemek, ortamı terk etmek, başkansa şikayet etmek, yok saymak… gibi değişik çözümlerin de varlığından haberdar edilmesi bireyin öfkeli davranışlarını kontrol etmesini sağlayacaktır.

3- SALDIRGAN ÇÖZÜM ÜRETME: Öfkeli bireylerin bir olay yaşadıklarında akıllarına genellikle saldırgan çözümler gelir. “Fiziksel-Sözel Saldırmak, Dolaylı yollardan saldırmak (dedikodu yapmak, şikayet etmek…gibi)”. Saldırgan olmayan yollarla da kişi bu işin üstesinden gelebilir. Biri kişiye bir konuda kötü olduğunu söylediğinde ona saldırmak yerine o konuda kendini çok geliştirebilir ve bunu herkesin görmesini sağlayıp o kişiyi kendine faydalı olmuş bir şekilde alt edebilir.

4- ÇÖZÜM SONUÇLARINI DEĞERLENDİRME: Öfkeli bireyler verdikleri tepkiler sonucunda karşılarındaki kişinin bunu hak ettiklerini düşünürler. Böylelikle davranışlarının karşılarındakine karşı orantısız olmadığını hissederler ve vicdani bir sorun yaşamazlar. Ayrıca olay sonunda verdikleri tepkilerin hayatlarını kolaylaştırdığını ve amaçlarının gerçekleştiğini savunurlar. Nitekim kimi zaman da öyle olur. Öfkeli bireyler isteklerini karşıdaki kişilere zorla da olsa yaptırırlar. Kısa vadeli düşününce bu işe yarar. Ancak uzun vadede bunun olumsuz geri dönüşünü alabilirler. Bunu da o kişiyi kaybederek, yalnızlaşarak veya ufak bir hatasında karşısındakinden çok daha büyük bir tepki görerek olabilir. Saldırgan tepki vermemenin uzun vadeli faydalı anlatılarak ve karşıdakinin her zaman bunu hak etmeyebileceği anlatılarak bu sorunla baş edilebilir.

5- SOSYAL HEDEFLER VE KARŞIDAKİ KİŞİ: Öfkeli birey için önemli olan karşıdaki kişinin onun hakkında ne düşündüğü değil, o an o amacı gerçekleştirmektir. Yani karşıdaki kişinin yabancı, yakın veya aileden bile olması öfkeli durumu çok değiştirmeyecektir. Karşıdaki kişinin onu sevmesi, sayması, ilgi göstermesi, düşünmesi… gibi kişilerarası faktörler öfkeli birey için geçerli değildir. Bu da bireyin sağlıklı empati kuramamasından veya empati yoksunluğundan kaynaklanıyor olabilir. Bu tarz davranışlarla karşıdaki kişiyi kaybedebileceği kişiye anlatılırsa davranış değişikliği görülebilir ve birey saldırgan davranışlardan kaçınabilir.

 

ÖFKE KONTROLÜ
Kişi kendini öfkelendiren bir durumla kaşlılaştığında;
1- Dikkatini dağıtmak. (Durup içinden 100’den geriye 3 er 3 er saymak, Sevdiği kişileri düşünmek, Yarın ne yapacağını düşünmek…gibi).

2- Diyafram nefesini kullanarak derin nefes almak. (20 kere diyaframı kullanarak nefes almak).

3- Gülmek. (Yüzümüzden beynimize giden uyarılar sayesinde beynimizi yanıltabiliriz. Yani öfkeliyken gülümsemek beynimize mutlu olduğumuz mesajını iletecek ve öfke duygusunda bir bozulma yaşatacaktır. Ayrıca bkz. Darwin - facial expressions theory)

4- Aklına ilk gelen tepki yerine başka tepkiler üretmek. (Bu dikkat dağıtma ve nefes egzersizleri sırasında karşıdakine saldırmak, kötü söz söylemek yerine daha akılcı ve sorun çözücü tepkiler üretmek. Bu aşamada çıkıp dolaşmak (ortamı değiştirmek, lavabo vs. gitmek) en iyi yöntemdir.)

5- Bunun geçici bir durum olduğunu telkin etmek. (“Bu durum geçecek ve ben öfkeli tepki verirsem yaptığım şeye pişman olacağım. Bu istemediğim bir duygu ve şu anda bunun etkisindeyim, ben kontrol edemiyorum beynim kontrol ediyor beni ancak güç benim elimde. Bununla savaşabilirim…” Gibi içsel konuşmalarla kendini gerçekçi sözlerle telkin etmek.)

6- Davranışın uzun ve kısa vadeli sonuçlarını hayal etmek ve içsel konuşmalarla canlandırmak. (“Şimdi ona bunu söylersem bu ileride karşıma çıkacak, şimdi ona vurursam beni asla affetmeyebilir, derin iyileşmeyen yaralar bırakabilirim. Şimdi bunu yaparsam herkesin gözünde kötü olurum insanlar beni sevmez. Bunu yaparsam işimi kaybedebilirim…gibi”).

7- Karşıdakinin bu söz veya hareketinden rahatsız olduğunuzu direkt olarak söylemek ve öfkelendiğini açıkça belirtmek onun size karşı anlayışlı ve kollayıcı davranmasını sağlayabilir. Birlikte çözüm yolu üretebilirsiniz. Diyaloga girmek çoğu zaman iyidir. Uzlaşmacı biriyse birlikte çözüm üretebilirsiniz ve karşıdaki kişiyi de kazanmış olursunuz.

8- Önceden önlem almak. (Karşıdaki kişiye öfke sorununuz olduğunu başından anlatıp yaşayacakları herhangi bir durumda anlayışlı olmasını öncesinden anlaşma yaparak rica edebilirsiniz. Ancak bunu yapacaklarınıza bir mazeret olarak kullanmak sizin öfke patlamalarınızı artıracaktır. O yüzden siz de elinizden geleni yapmayı, anlayışa karşılık daha az saldırgan ve öfkeli davranışlar göstermeyi esirgememelisiniz.)

 

 

 

SONSÖZ
Öfke problemi günümüzde çok önemli bir sorun haline gelmiştir. Öfke Aristoteles’in de belirttiği üzere gerekli bir duygudur, çoğu zaman sorun çözer, hayatı kolaylaştırır, düzen sağlar. Yani öfkelenmemek de bir sorundur. Ancak kontrolsüz öfke hem diğer insanlar hem de öfkelenen insan için çok büyük bir sorundur.
Kısa vadede; insan hayatını tehlikeye sokar, ilişkileri düzensizleştirir, insanı mutsuz eder ve sıkar, diğerlerini rahatsız eder.
Uzun vadede; kalıcı psikolojik sorunlar oluşturabilir, insanı yalnızlaştırır, iş-eş sorunlarına yol açar, sonu cezaevi-hastalık-ölüm gibi biten olaylara sürükler.
Öfke problemleri daha önceden de belirttiğimiz gibi çocukluk, ergenlik yaşantılarından, kişinin farkında olmadığı veya hatırlayamadığı yaşantılardan, kişilik özelliği olarak yatkınlıktan veya daha ağır kişilik bozukluklarından veya Travma gibi nedenlerden de kaynaklanıyor olabilir. Detaylı bir analiz için durumluk veya sürekli öfke ölçekleri ile psikolojik bir test yapılabilir ve Öfkenin derecesi belirlenip kişinin yaşam öyküsü alınabilir. Buna uygun olarak çizilecek terapi programı bireye çok faydalı olabilecektir.
 

 

  • PAYLAŞ:
YORUM YAP