Mutlu Sonlarla Savaşılmaz !

 "Bir varmış ama hepsi olsun isterken, evvel zaman şimdiki zamanın içinde, develerin nesli tükenmiş, pireler yorgan yaktırırken günümüzde, masal dünyası da karışmış durumda. Laf aramızda, masal kahramanları yüzyıllardır aynı masalda olmaktan sıkıldılar. Hak vermek lazım, biz insanlar kolayca tüketen ve sürekli değişen bir çağda yaşıyorken, onlar hala aynı masalı tekrar edip duruyorlar. Gerçi neredeyse artık hepsi, kendini modern çağa adapte etmiş ve onun yeniliklerinden faydalanıyor olsa da, masal dünyasında bir kahraman olmanın klasik yükümlülükleri hala geçerli. Sen de biliyorsun, masal dünyası bizim, "hayal" adını verdiğimiz durumla varlığını sürdürmekte… Onlar hayalden yaratıldılar ve hayalin varlığını inkar edemezler. Bu yüzden de katı kurallar uygulamaya devam ediyorlar. Yine de bazı değişimler yaşadıkları bir gerçek...
Masal dünyasındaki ilk değişimin de, Güliver’in gezileriyle başladığı iddia ediliyor. İddiaya göre, sıra dışı hikayesi ile bir masal kahramanını aratmayan Güliver, ziyaretlerinin birinde, gemisi okyanusta battığı sırada bir denizaltı tarafından kurtarılıyor. Kendisini kurtaran günümüz insanlarına da bir tiyatroda oyuncu olduğunu ve bir turneden döndükleri yalanını uyduruyor. Gerçekten de o kıyafetlerin, başka bir açıklaması olamazdı ya neyse... Kendisi alelade bir insan olan Güliver, günümüz dünyasına uyum sağlamakta hiç zorlanmıyor. Hatta para sıkıntısı çektiği için, bir fast food zincirinde çalıştığı bile söylentiler arasında. Bir müddet bizim dünyamızda yaşayan Güliver, burada öğrendikleri ve akıllı telefonu ile hikayesine geri dönüyor. Dönüyor dönmesine de Güliver bu, birilerine anlatmazsa çatlar. O da, akıllı telefonu ve gördüklerini, masal dünyasından dostları olan, üç silahşörlere anlatıyor. Asıl isyanı da, bu üç kafadar ve Dartanyan’ın başlattığı söylenir. Malum bu adamlar, "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" kafasındalar. Haliyle isyanda, hızlıca yayılıyor. Masal dünyası sakinleri, Güliver’in anlattıklarından etkilenip, getirdiği akıllı telefon sayesinde günümüz dünyası ile irtibata geçiyor ve zamanla dünyamıza ayak uydurmaya başlıyorlar. Artık, masal dünyasındaki hemen her kahramanın bir akıllı telefonu var. Hatta bu akıllı telefonları, masal kahramanlarımıza, “Alaaddinin Uçan Halısı”nın getirdiği dedikodusu ayyuka çıkmış durumda. Alaaddin mi? O bu konudaki sessizliğini hala koruyor.
Sen bakma, ne zaman bir çocuk onları ziyarete gelse, normal gibi davrandıklarına... Aslında hiç biri eskisi gibi değil... Biliyorum inanmakta güçlük çekiyorsun ama mesela Rapunzel... Yüzyıllardır uzun olan saçlarını küt kestirdi ve artık kaynak kullanıyor. Yüzyıl uyuyan güzel, uyuyabilmek için uyku ilacı almaya başladı. Pamuk prenses avcıyla yasak aşk yaşıyor. Hansel ile Gratel ekmek kırıntıları yerine foursquare kullanıyor. Ali baba ve kırk haramiler "Susamın sırrı "adlı internet sitelerinde susamlı ürünler satarak köşeyi dönmüş durumdalar. ‘Kurbağa Prens’teki prenses, habire yanlış kurbağayı öpüp duruyor. Prenses ve bezelye tanesindeki prenses ise (ne kadar çok prenses var ) bezelyelerin hormonlu olmasından şikayetçi. Alaaddin’in sihirli lambasının haliyse içler acısı… Sevgili Alaaddin uçan halısının hızından şikayetçi olup, kendisine tek motorlu bir uçak satın aldı. Sihirli Lamba, Uçan Halı gibi Alaaaddin’in gözünden düşeceği endişesine kapılmış durumda. Son bir yıldır yardım almak için psikoloğa gidiyor... Maskeli Süvari, twitterda en çok takip edilen yakışıklı. Üstelik geçen gün Kırmızı başlıklı kıza bir twit attı ki, sorma... "Benim değer yargılarım senin önyargılarını döver bebeğim" diye. Kırmızı başlıklı kız, konuyla ilgili açıklama yapmıyor ama aralarında geçmişte yaşanan aşkın alevlendiği söylentileri bile var... Ne alakası var deme lütfen, masal dünyasında son yıllarda kimin eli kimin cebinde belli değil...
Tüm bunlar olurken, bir tek Külkedisi yani Sindrella, hala masalının hakkını verenlerden. Zavallı Sindrellacık, bu yozlaşmış masal dünyası içinde, gerçek bir prensin varlığına hala inanmakta... Kötü kalpli üvey annesi Ali baba ile aşk yaşıyor… Kötü kalpli kız kardeşler de kırk haramilerle gününü gün ediyorken, Sindrella kimsenin umurunda bile değil.
Üstelik, tek umudu olan Peri anne de. Erken emekliye ayrılıp ormanda bir kulübede yaşadığı için, sihirli değneğini Peter Pan’ın Tinkerbell’ine vermiş. Küçük Tinkerbell de, değnekle büyü yapayım derken, onunla beraber yok oldu. Peter Pan bunu sır gibi saklıyor ama her gece, acısından bir büyük devirdiği için alkolik olmuş durumda. Kolay değil, onca yıllık perisi...
Hal böyleyken bile, zavallı Sindrellacık baloya gideceği günü bekleyip duruyor. Aslında "kurbağa prens" teki prenses geçen gün onu ziyaret edip söyledi. "Her tırtıldan kelebek, her kurbağadan da prens olmadığını". Ama o bir türlü gerçekle yüzleşmek istemiyor. Neyse lafı daha fazla uzatmayayım bizim Sindrella geçen gün masal dünyasını şok eden bir şey yaptı, bir akıllı telefon edindi. Alaaaddin'in uçan halısından yardım aldığını düşünüyorum ben. Sonra da onunla twitterda, "Sindrella selfie" başlıklı bir fotoğraf paylaştı. Fotoğrafta Sindrella’ya ayakkabısını bir prens giydiriyor. Yanına da' "Mutlu sonlarla savaşılmaz" yazmış. Tüm masal medyası şokta! Yoksa, herkesin dalga geçip durduğu Sindrellacık, gerçek bir masalı tamamlama yolunda mı ilerliyor? Fotoğrafta prensin yüzü gözükmüyor. Zaten bildiğimiz kadarıyla da, masal dünyasındaki tüm prensler, "henüz hazır değiller...”
Şimdilik bu bir spekülasyon ama gerçek olma ihtimali bile heyecan verici… Efendim? Ben kim miyim ve tüm bunları nereden mi biliyorum? Masal dünyasından yakın dostlarım var diyelim. Onlar bana fısıldadıkça ben sana anlatmaya devam edeceğim, şimdilik hoşça kalın.


Haberin Galerisi İçin Tıklayın.

  • PAYLAŞ:
YORUM YAP