Mutluluk Küçük Ayrıntılarda Saklanmış Yaramaz Bir Çocuktur!

Tabi bunları söylerken kişi kendini daha da mutsuz etmekle de kalmaz karşısındaki kişiye de verdiği negatif enerji yüzünden bir başkasının da mutsuz olmasına sebeb olur. Peki kişi gerçekten bunu söylerken mutsuz mu acaba ? Yada mutluluk denen şey mutsuz bir kişi için ne ifade ediyor ?
Belki de kişi mutlu ama farkında değil. Belki de mutlu olabilecek ama kendine öyle duvarlar örmüş ki ne kendisinin mutlu olmasına ne de başkasının onu mutlu etmesine izin vermez. Bu yüzden de kendisini her zaman mutsuz hisseder.
Oysa insan hayata nasıl bakarsa kendisini de öyle görür.
Alışveriş merkezine gittiniz ve bir mağaza çok şık çok güzel bir elbise gördünüz ve onu almak için belki de bi çok fedakarlık yapmak zorunda kaldınız. Aslında paranız yok ve siz o elbiseye sahip olabilmek için kredi kartınızı kullanıp borçlandınız. Evet elbiseyi aldınız ve artık elbise size ait ve mutlusunuz. Çünkü çok istediğiniz o elbiseyi almak sizi mutlu etti. Peki sonra?
Eve geldiniz elbise diğer eski elbiselerinizin olduğu dolapta yerini aldı. Ve artık o da bir iki kullanımdan sonra eski bir elbise sizin için.
Bir gün bir davete katılmanız gerekiyor ve dolabınızı açıp off üzerime giyecek bi tane düzgün yeni bir elbisem yok deyip belki yine mutsuz olacaksınız. Yani aslında belki de bi kaç hafta önce aldığınız o elbise sizin için artık eski bir elbise olacak ve size ilk aldığınızda ki mutluluğu artık veremeyecek.
Ne alaka şimdi bu ne saçmalık deyip belki de buraya kadar okuduğunuz bu yazıdan zevk alamadınız. Belki de bu yazı sizi mutlu etmedi.
Oysa bizim fark etmediğimiz bazen görmek istemediğimiz küçük detaylar ve mesajlar vardır hayatımızda. Zaten sorun da bu belki de. Biz küçük detaylara çok fazla önem vermediğimiz yada bazı şeyleri göremediğimiz için mutlu olamıyoruz.
O zaman hadi gelin şimdi azıcık hayata farklı bir pencereden bakalım, bakarsınız görüş açınız değişir ve bugün mutlu olabilmek için bi çok nedenimiz olabir.

Size kendimden küçük bir örnek vermek istiyorum. Mesela benim gün içerisinde aldığım en büyük keyif; minik bir lokum ve sade soda eşliğinde orta şekerli bir Türk kahvesi ☺
Bunu her gün bir sabah bir de akşam yapıyorum ve inanın o anki aldığım mutluluk paha biçilemez benim için.

Mutluluk nedir ki, öyle uzun uzun cümleler le tanımlamalarla anlatılacak bir şey değil emin olun. Mutluluk yaşadığınız küçük ayrıntılarda saklanmış yaramaz bir çocuk aslında.
Hayatımız her zaman ne yazık ki toz pembe ve güllük gülistanlık gitmiyor arada kara bulutlar, siyah duvarlar, derin çukurlar ve çamurlu yollar da çıkıyor karşımıza. Mühim olan bu yollar da yürürken çamur olan ayaklarımıza ağlamak yerine ayağımızla beraber çamura batmayan ellerimize sevinmek.

Düşünsenize hiçbir sağlık sorununuz yok istediğiniz her şeyi yeme şansınız var üstelik bir de kilo probleminiz de yok ohhh duble mutluluk derim işte ben buna. Oturup ta 1.5 porsiyon İskender döner yemek hatta bir de üzerine bol fıstıklı ve kaymaklı bir künefe yemek gibi.
Bir de bunun tam tersini düşünelim , adam şeker hastası ve değil oturup künefe yemek yediği ekmek dilimi bile sayılı , çikolatanın tadını unutmuş. Bir dilim kavuna hasret.

Bu imkanları olup da sağlık sorunu sebebiyle istediğini yiyemeyen ama şuan daha büyük bir hastalığı olmadığı için belki de Allah’a şükreden mutlu insanlardan örnekler.

Birde hayatın ne yazık ki diğer yüzü var, dolabını açıp off bugün ne giyeceğim deyip onlarca kıyafetin arasından bir kıyafet bulamamış mutsuz insanlar kadar şanslı olmayan bir sürü kişi var. Okula değil her gün değişik bir ayakkabı giymek terlikle giden ve bir başkasının eski giymediği ayakkabısına sahip olduğu için mutlu olan minik tebessümlü yüzler var.

Yürüyemediği halde hayatın tüm renklerini görebilen gözleri olduğu için, kalem tutabilen saçını tarayabilen elleri olduğu için durumuna şükür eden engelli insanlar var.

Akşam eve geldiğinde “ Babacımmm “ diye boynuna sarılan küçük bir çocuğun verdiği huzur denen bir şey var.

Canııııııımmmmmmmmm diye tek bir kelimeden oluşan bir mesajıyla yüzümüzü güldüren insanların verdiği haz var.

Berbat kayış gibi bir pırasa yemeği yapmış olsanız da , çok güzel olmuş hayatım ellerine sağlık deyip o yarı çiğ yemeğinizi büyük bir iştahla yiyen bir eşiniz var belki de.
Ama siz elinizdeki gerçek değerlerin farkında olmadığınız için kendinizi mutsuz hissediyorsunuz.

Aldatılmış bir kızın bir kavanoz saralle yiyerek kendini sakinleştirmesi kadar basit aslında bazı şeyler.

2 ay boyunca sevgilisini görmemiş bir kişinin sadece 2 saat görüşebilmek için kilometrelerce yolu geride bırakıp 2 aylık süren o özlemin 2 saate sığdırılması için o 2 saat nasıl kıymetlidir. Göz açıp kapayıncaya kadar geçen o 2 saat nasıl da mutlu kılar insanı.

Lösemi hastası ve hastane odasından dışarı çıkamayan bir çocuğun 1 dilim pizza yemesi kadar basit mutlu olmak.

Dow sendromlu bir genç kızın Yılmaz Morgül’e aşkı kadar gerçek, ve kendisine Yılmaz Morgül adından gelen bir tebrik kartının aslında Yılmaz Morgül’den değil de babasının gönderdiği gerçeği kadar saftır bazı mutluluklar…

Mutlu olmak da, mutlu etmek de aslında çok basit ve küçük ayrıntılarda gizli. Eğer hayata farklı bi pencereden bakmayı denerseniz eminim siz de o ayrıntılarda gizlenmiş küçük mutlulukların farkına varacak ve mutlu olmaya başlayacaksınız.


Haberin Galerisi İçin Tıklayın.

  • PAYLAŞ:
YORUM YAP