Markalar Ne Yapmalı?

Peki ya biz? Kişiler, markalar, şirketler yani biz. Onlardan daha mı az suçluyuz? Günlerdir elimizden bir şey gelse keşke diyip durmuyor muyuz? Gerçekten elimizden bir şey gelmez miydi? Olan olduktan sonra çare aramak, tüh tüh, vah vah demek, yardım etmek için seferber olmak ya da kimileri gibi kader demek daha mı kolay? Nerede kaybettik insanlığımızı diye birbirimize sormak en kolayı mı?

Acı ama bunların hepsinin cevabı EVET maalesef. Günlük hayat telaşesine kapılıp hayatı birey olarak ve yakın çevremize fayda sağlayarak yaşamak yaptığımız. Aslında biz kocaman bir aileyiz. Bu ailenin her bir üyesinin de birbirine katkı sağlıyor olması gerekli. Bizimde başımıza bir gün bir şey gelebilir ve o çok yakın çevremizin elleri kolları bağlı kalabilir. O hiç tanımadığınız insanlar sizin umudunuzdur. Ama onlarda tıpkı sizin gibi günlük hayat rutininde çığlığınızı duymazlar. Ne acı demi bunu düşünmek. Çareniz aslında varken çaresiz kalmak. İşte bundandır önemi sosyal sorumluluğun ya da sosyal bir girişimci olmanın. Birey olarak herhangi bir sivil toplum gönüllüsü olmanın ya da yarattığınız markanın yapacağı bir sosyal sorumluluk projesinin. Aslında başkası için yaptığımızı düşündüğümüz her şeyi kendimiz için yaptığımızın farkına varabilsek tüm keşkelerimizin de önüne geçebiliriz, kim bilir. İyilik yap denize at demişler. Sıradakinin biz olmayacağını bilemeyiz ki.

Bir reklamcı olarak sizlere markanız için sosyal sorumluluğun öneminden bahsedeceğim biraz. Bundan sonrada her hafta sizlere Türkiye’den( maalesef çok az olsa da) ve dünyadan örnekler paylaşacağım.

Sosyal sorumluluk gelecekte var olması muhtemel ya da bugün var olan ancak gelecekte etkileri daha da fazla insana yayılacak olan sorunların bugünden önlenmesini sağlamaktır. Bu bağlamda eğitim, sanat, çevre, sağlık yani toplum refahını arttıracağımız her projemiz bir sosyal sorumluluktur.

Peki Nereden Başlamalıyız?

Müşterilerin tercihlerini dikkate alarak güvenli ürünler sunma, çalışanlarınızın temel hak ve özgürlüklerine saygı gösterme sorumluluklarınızı yerine getirdikten sonra yıllık bütçe planlarınız arasına sosyal sorumluluk kalemini de ekleyip buna da bir kaynak ayırmanız gereklidir. Sonrası da ister kendinizin oluşturacağı bir proje yaratmak ya da mevcutta var olan bir sosyal sorumluluk projesine dahil olmaktır.

İbadet de yardım da gizlidir sözünü de dikkate almayın lütfen. Çünkü topluma markalarınız ile örnek ve öncü olmak sizlerin en önemli görevlerindendir.

Markaların en çok para harcadıkları konu marka sadakati sağlamadadır. Aslında bunu oluşturabileceğiniz yegane şey de yapacağınız sosyal sorumluluktur. Markanız insanı umursar değer katarsa, hedef kitlenizde size değer verecek ve önemseyecektir.

Sevgili Betül Mardin’in çok sevdiğim bir sözüyle son verelim yazımıza. “Sıradan olmak ile özel olmak arasında ki farktır” der halkla ilişkilerin tanımı için duayenimiz. Ama bu aslında hayatın her alanı için çok değerli ve üzerinde düşünülmesi gereken bir sözdür.

Sizce de öyle değil mi?


Haberin Galerisi İçin Tıklayın.

  • PAYLAŞ:
YORUM YAP