Göbekleri İçeri Çekin, Yaz Geldi!

Bugün İzmir'de yaz havası yaşıyoruz ki ne kaldı ki zaten Çeşme'nin o masmavi denizinde kendimizi kaybetmeye?

Kimimiz için harika bir bir duygu güneşi hissetmek, kimisine ise şuan tam bir işkence... Maalesef kış mevsiminin bize hediye ettiği o muhteşem göbeğimiz ve fazladan aldığımız kilolar yaz ayımızı mahfetmeye çalışıyor. Buna izin vermemek gerekli değil mi?

Biliyoruz ki şuan bütün kadınlar diette ve sporda. Öğle yemeklerinde o odun gibi tadı olan kepekli bisküviler, sadece ızgarada pişen az porsiyonlu etler, yağsız ve tuzsuz salatalarla akrabayız şuan, saklamayalım bunu. Ve sırf yazın harika bir vücuda sahip olmabilmek için böyle yapıyoruz. Çünkü şuan hayalimizde salına salına o sahilde baş döndürmeyi amaçlıyoruz. Yalan yok!

Ben şahsen göbeğimi içeri çekip, denize girince de tekrardan göbeğimi serbest bırakmak istemiyorum. Malum bize su içsek yarıyor. O yüzden bir kaç formül geliştirdim kendimce. 1 ay da 3 kilo verdim bu süreçte ve daha fazla sıkılaştım. Herhangi bir diet listesine uymuyorum veya evet bugün spor var diyerek salonlarda saatlerimi harcamıyorum. Sadece ufak bir kaç yöntem var ve eminim ki hepiniz çok iyi biliyorsunuz bunları. Uygulayınca da gayet işe yaradığını belirtmek istiyorum.

Ben haftanın 5 günü Karşıyaka sahilde yürüyorum veya bisiklet turu atıyorum. Karşıyaka İskele'den başlayıp, Mavişehir Florya'ya kadar tempolu bir şekilde yürüyüp ya da bisiklet sürüp geri dönüyorum. Bunun etkisi çok fazla oldu bende. Özellikle bacaklarımda enfes bir sıkılaşma var.

Onun dışında evde hareket yapmaya çalışıyorum. Mesela en sevdiğim dizinin karşısına geçip, ayaklarımı göbeğimi kasarak havaya kaldırıp bekletiyorum. Çok canım yanıyor ama işe yaradığına emin olabilirsiniz.

Yemek konusuna gelince... Evet yine çok fazla yiyorum ama az yağlı ve az tuzlu. Her gün salata yiyorum mesela. Her gün yeşil kahve içiyorum. Bir sabah ve bir akşam. Yeşil kahvenin faydası da çok büyük. Makarna tüketiyorum oldukça yağsız bir şekilde. En önemlisi de çok fazla su içiyorum. Su beni sürekli dinç tutuyor. Bu yönden dolayı içmediğim zaman, eksikliğini çok fazla hissediyorum. Ve her yemekten sonra muhakkak soda içiyorum.

En önemlisi de sürekli göbeğimle oynuyorum. Yine TV karşısında oturup onu hareket ettiriyorum. Sanki onu seviyormuşum gibi hissediyorum. Ruhsal açıdan onu kaybetmeye hazırım olgusu yaratıyorum kendime. O da bence anlıyor bu güzel davranışları. Hatta arada "Şimdi git, kışın bir daha gelirsin" diyorum. Anlar gibi hissediyorum :)

Son 15 gün kaldı. Boğazımızı tutamıyoruz belki ama en azından daha kolay sindirebilecek şeyler tüketebiliriz. Çok zor olmayacak bence. Olmamalı. Saatlerce salonlarda ter dökmeye ya da o harika tatlıları rüyalarımıza konu etmeye gerek yok.
Hepimize kolay gelsin,

Sevgilerle.


Haberin Galerisi İçin Tıklayın.

  • PAYLAŞ:
YORUM YAP